Düşlüyorum seni…
Eski bir Anka Mabedi’nin loş karanlık koridorlarının içinde…
Işık sızan dar oyuklardan, rutubet kokuları, yarım gören gözler, kocaman bir kafa ve yorgun bir yüz, çirkin bir yüzle ben…
Işık huzmeleriyle yüzüne gülen bir mutluluk, hüzünden dönen bir ışık, dağılan sislerin üstünde bir ses olmalı sana gelen…
Dalga dalga olmalı bakışların…
Titrek bir çene,
Çocukluk, o derin ırmak çağrısı
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman
Devamını Oku
O masal dağında ünleyen gazal
Güz ve hasret yüklü akşam bulutu
Güz ve güneş yüklü saman kağnısı
Babamdan duyduğum o mahzun gazel
Ahengiyle dalgalandığım harman