Düşlüyorum seni…
Eski bir Anka Mabedi’nin loş karanlık koridorlarının içinde…
Işık sızan dar oyuklardan, rutubet kokuları, yarım gören gözler, kocaman bir kafa ve yorgun bir yüz, çirkin bir yüzle ben…
Işık huzmeleriyle yüzüne gülen bir mutluluk, hüzünden dönen bir ışık, dağılan sislerin üstünde bir ses olmalı sana gelen…
Dalga dalga olmalı bakışların…
Titrek bir çene,
Seni bildim bileli,
ey balçık dünya,
başıma nice belâlar geldi,
nice mihnet, nice dert.
Seni sırf belâdan ibaret gördüm,
seni sırf mihnetten, dertten ibaret.
Devamını Oku
ey balçık dünya,
başıma nice belâlar geldi,
nice mihnet, nice dert.
Seni sırf belâdan ibaret gördüm,
seni sırf mihnetten, dertten ibaret.



