Çırılçıplak üşüyen karlı dağına,
Tarladaki şu yaşlı alıç ağacına!
Omçası kurumuş üzüm bağına,
Kavrulur, yanar yüreğim yanar.
Bu dünyadan kimsesiz göçene,
Gözleri yaşlı gurbet ele düşene,
Sevgiyi tüketerek, eşine küsene
Kavrulur, yanar yüreğim yanar.
Yararsız sandığın dikenli çalıya,
Göz nuru, elde dokunmuş halıya
Zalim; kömür gözlü, hilal kaşlıya
Kavrulur, yanar yüreğim yanar.
İnsanlığa, emeğe saygıyı bilmeze
Haktan, hukuktan yana gitmeze
Mal, mülk içinde; esirger yemeze,
Kavrulur, yanar yüreğim yanar.
Anaya, babaya vefalı bakmayana
Darda olana yardıma koşmayana,
Günü gününe dersine çalışmayana,
Kavrulur, yanar yüreğim yanar.
Yavru ceylan yaralı gider nereye?
Ulusoy’um, düşmüş susuz dereye
Kendini toprağa adamış köylüye,
Kavrulur, yanar yüreğim yanar.
Kayıt Tarihi : 12.1.2009 17:44:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!