Biriken kederlerimiz okşadıkça yüreğimizi, hırçınlığımı salıyorum zindanlarından. Gölgemden ayrı gezdiğim günlerime nispet, sensizliğin sahralarında gezintiye çıkıyorum. Mutluluk uğramazmış zamanın karanlık koyaklarına. Sevdalar yitirmiş anlamını, satılmışlar üç kuruşa. Işık kalmamış yüreklerde, virgüllü, noktalı sözcüklere boyun bükmüşüz.
Duydum ki, düşlerini de satmışsın sonunda. Korkunun hayın ellerine soyunmuşsun. Yüreğinle övünürken bir zamanlar, yüreğini de atmışsın küflü odalara. Adına umut koyduğun çiçeklerle dert ortağı olmuş, ömrünün geri kalan kısmına çizikler atmışsın.
Gecemin denizinde kopar ansızın fırtınalar. Bağım talan olur birazdan, yüreğimde susar, korkarım gerçeğe dönüşür masallar. Ayak seslerindeki ağıt, hüsranlı gözlerinde acıyı sezdikçe, gül dudaklarına özlem fırtınalarımı çağırırım uzaklardan.
Yalnızlığımın yüreğimi darmadağın eden saatlerinde, sensizliğin nakaratı düşerken dilimden, seni ararım her dem. Ellerimi ellerine tutuşturup sevda gemileriyle yolculuğa çıkar, karmakarışık duygularımı gözlerinin salıncağında sallarım.
Bir gün haberin bile olmadan gideceğim buralardan. Senin asla ulaşamıyacağın, aklının ucuna bile gelmiyecek yerlere demir atacağım. Buzul sarkıtlı yerlerde bağdaş kurup ölümle alay edercesine onu çağıracağım. Aşklarımı, sevda sızılarımı bitireceğim.
Gül kokulu mektuplar yazacağım sana oralardan, hasretten hiç söz etmeyeceğim. Seni ne çok özlediğimi duymak istesende benden, inan tek bir kelime bile söylemeyeceğim. Oralarda, erken inen akşamlarda karanlığa yaslanıp bir sigara dumanı gibi seni içime çekip zehirli hasretini içeceğim. Gidiş günlerini ve karanlık yüreğimi uğratmıyacağım yurduna. Unutuluş türküleri göndereceğim sana. Rüyalarından köşe bucak kaçacak, benim rüyalarıma girmiyesin diye sabahlara dek gözümü kırpmadan uykusuzluğu öğreneceğim. Bir bulutun üzerinden sana el sallayacağım sonra. Yurduna göç eden kuşlarla haber bile göndermiyeceğim.
Sonunda sen de unutacaksın beni. Yeni sevdalara açacaksın çocuk yüreğini. Başka ellere dokunacak, başka gözlerden yangınlara bürüneceksin. Sonra onun yollarına adayacaksın kendini. Onun yüreğinde açan çiçeklere hayat vereceksin.
Unutacaksın gülüm, unutacaksın birgün elbet. Sana söz veriyorum bu sevdalını birgün asla hatırlamıyacaksın. Minimini umutların olacak birgün, bir de pembe boyalı evin. Beni sana hatırlatan şarkılarda ilk zamanlar gözlerin buğulanacak, sonra onlara da boşvermeyi öğreneceksin. Kapıyı çalan yarine 'Hoş Geldin' diyecek, kapattığın kapının ardındaki gölgemi asla görmeyeceksin.
Dedim ya, birgün bu rüyayı bitireceksin. Sen de bu dünyanın tekdüze yaşamına boyun eğeceksin. Sonra, sonrası bir garip şarkı olacak anlayacağın. Sohbetlere daldığımız akşamlardan bir tek hayalin kalacak. Anılarımın sızım sızım sızlayan köşelerinde tertemiz kişiliğinle kalacak, günün birinde rastlamayı ummadığım, yüreği tertemiz bir sevdalım olarak kalacaksın.
Kayıt Tarihi : 11.8.2005 10:17:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Selahattin Yetgin](https://www.antoloji.com/i/siir/2005/08/11/yuregim-surgunde.jpg)
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!