Bağbozumu geldi sevgili,
başımda dumanlı bir hava,
kalbimde deli bir rüzgâr…
Yüreğim hazan vedasında
salkım salkım aşk kokusu taşır,
devinip durur içimde.
Dudaklarımda yarım kalmış üzümün kokusu,
zaman hazanı sırtıma sessizce yüklemiş.
Toprak kokusu sararken dört bir yanımı,
şıra şıra ezilen üzümler,
sanki adını doğurmuş tüm sokaklara.
Dükkanları süsleyen bağbozumunun gölgesinde
ne hayatı sorgulayacak halim var,
ne de yenilmek gibi bir gayem.
Bir kum saati gibi akıyor zaman,
kalbimin ritmini oradan oraya sıçratıyor,
hüznümün virgülüne takılarak.
Saçlarıma düşen aklar
bağıra bağıra uyandırıyor beni.
Ah, yalnızlığım…
Devirdiğim kadehler seyrediyor hâlimi,
dudaklarımda kalan şarabın mor tadını,
tortusu ise çoktan şişenin dibine çökmüş.
Kalem, şiirin sarhoşluğunda dizgisinden uzaklaşırken
taşlar ay ışığını içine içine çekiyor,
rüzgâr ağaç yapraklarını
defter gibi çeviriyor.
Aradaki duvarlara yankılanır
hazan şarkısı…
Ve müziği sarıyor bütün evreni:
Deniz, güneşin yansımasını içiyor,
mavi buğusuna katarak,
bağbozumunun rotasında.
09.09.2025
~ Gülay Özdemir ~
Kayıt Tarihi : 13.9.2025 12:19:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Yorumu okuyan değer katan yüreğiniz'e bıraktım:))
Hem de "yazdan kışa!",
"Hazan" yani,
Ya da "bağ bozumu..."
Yeniden ekip dikmek için
Kışı da "rahat geçirmek",
O hazanın bir de hüznü var,
Aşka dair,
Şiir gibi
Tebrikler Gülay Hanım..
TÜM YORUMLAR (1)