Gözlerim sabaha karşı uyanmış sokaklara benziyor,
birkaç insan sesi, yırtık bir gazete ve demli çay kokusu.
Çok uzaklarda bir fabrika sireni ağlıyor,
yeni bir günün telinde paslı umutlar çalıyor.
Ayakkabılarımda kurumuş çamur var hâlâ dünkü yağmurdan,
ama yüreğim, tertemiz, bir mayıs sabahı gibi dirençli.
Yürüdüm, çamurlar üzerinde, halkın ayak izlerinde.
Kaldırımlar, anlattı bana hem, tüm hikayeyi..
Her taşı bir bir emekçinin nasırlı avuçlarından düşmüştü.
Şehir, çoktan unutmuştu kimlerin teriyle yoğrulduğunu.
Ama unutmayan biri vardı:
“Vefa” ki bu sözleri kazıyor, emeğin harf harf alnına.
Kadınlar gördüm, pazardan dönerken yorgun ve gururlu.
Kimi bir çocuğun elini tutmuş,
kimi taşıdığı ağır torbaya sıkı sıkıya bağlanmış.
Saçlarında rüzgâr, gözlerinde ekmek kadar sıcak bir umut.
Yüzlerinde bin yıllık bir sabrın haritası.
Ve ben, o sabra secde etmek istedim,
yüreklerinde taşıdıkları geleceğe iman edercesine.
Bir çocuk geçti yanımdan, cebinde kırık bir düdükle.
Dünyanın tüm nehirlerini o düdüğün sesiyle çağırdı.
Kâğıttan gemiler yolladı hayal limanlarına,
ve gökyüzüne bir taş atarak yıldızları saymaya başladı.
O an inandım:
Devrim, hiçbir barikatın engelleyemediği çocuk gülüşüdür..
Gece, bir sigara dumanı gibi yavaşça çökerken kente,
bir kitap açıldı masamda, suskunluğu anlatan.
Kelimeler çırılçıplak kaldı gerçeklerin önünde,
hiçbiri saklanamadı, hiçbiri yalan söyleyemedi.
Ben ise binbir harfin içine gizledim düşüncelerimi,
zirâ, çok defa derin susanlar haykırırdı fikrimce gerçekleri.
Ve sabah oldu, gökyüzü yeniden açtı alnını.
Kuşlar biraz yorgun, ama hâlâ şarkılıydı.
Sokaklar yeni bir günün provasına başlamıştı,
çöpçüler bile umuda süpürüyordu geçmişin tortusunu.
Bense yarım yamalak sözleri bıraktım işte ortaya,
bir işçinin umuduna, bir çocuğun geleceğine,
bir annenin yüreğine… belkide, bir balıkçının oltasına..
Kayıt Tarihi : 29.10.2025 17:27:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.



Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!