Dün gece, yüreğime saklandım,
Yaşam çöllerine düşen yağmurlarımla.
Dağlar toz bulutu, tutku çemberimde,
Seyyahların ayak izleri, gönül kaldırımımda,
.......................Ermişlerin nefesi, gül sabrım...
Su üzerine, sevdamı ateşle kazırken,
Ateş ben olmuş gecenin, hüznüne uyandım.
Ahtapot güvensizliğin kollarında,
An / an dağıldı düşsel bulutlarım.
Aklım öfkenin fay hattında,
................Gönlüm aşka bezirgân.
Keşkelerin ham saldırısını kovarken
Kaderin kör dehlizine, sövdü yıldızlar.
Yüreğim, ay ışığına kınalı adak
İyi ki / lerin koynunda uyuya kaldım
Neş’e...sustummmm
Dost gönüllerden düşenler...Teşekkürlerimle..
ÇOBANYILDIZI
Aklım öfkenin fay hattında
Gönlüm aşkın bezirgânıyken
Aldandım ayın ışıklarına
Bir bir kovdum yıldızlarımı
Ve bir gün
Ay buluta girdiğinde aniden
Yapa yalnız kaldım gecede
Kovduğum yıldızlar küskün
Sonucunda sitem var bilmecede
Yürek yorgun beden düşkün
İki bulut arasında yediveren
Çoban yıldızı ki yol gösteren
Sen, seven gönlümün dostu
Aklımın çoban yıldızı
Bırakma beni
İbrahim COŞAR
****************************************************************
Bir uzun serbest şiir yazmıştım ayrılığın acısına dair, paylaşmak isterim burada.
Burhanettin Akdağ
Bir Gün Tekrar Yolun Düşerse Kalbime
Sevdiğim,
Eğer bir gün tekrar yolun düşerse kalbime
Uğrayıp hatır sorarsın değil mi?
Öyle apar topar kaçtın ki benden
Arkamı bile dönemedim acımdan
Kalbimdeki ayaz seslendi gittiğini
Görmeliydin
Nasıl ağladığını yorgun göğün.
Hala alışamadım yokluğuna
Bekleme kabullenmemi benden
Zehirli sarmaşığa döndü damarlarım
Günden güne ağırlaşıyor algılarım
Kan rengi şafaklar boğuyor umudumu
Dayanamıyorum sarsıntılara
Nöbetlerde titriyor gecelerim
Yokluğun değil asla, beni yoran
Yalnızlığımla kavuşamayan ellerimdir şahidim.
Dilim de varmıyor gel demeye
Utancım zaten değil beni tutan
Mahcubiyetim ele veriyor zaafımı
Sen zaten biliyorsun
Hasretin adının kara gül olduğunu
Bu muydu istediğin?
İlla söyletmek mi azabın?
Kim sevdi ki seni ben gibi
Kim bildi ki benden gayrı derdini?
Yıkılasıya, yok olasıya yokluğunda.
Ben artık ben değilim can
Alıp sürüklemedin mi beni hasretine?
Ne kaldı ki şimdi geriye?
Sen olan, seninle nefeslenen benden
Neden o halde, neden?
Nedir bu gelmeyişlerin?
Çok iyi biliyorsun
Daha ayrıldığın gün başlamıştı sana hasretim.
Bilmez misin a canım
Her hasret, gelecek vuslatın başlangıç habercisidir
Benim hasretim sende sevdiğim
Senin vuslatın da bende gizli
Sustur şu sonsuzluk iniltilerini gönlümde
Sevda yağmurlarıyla dol çileme
Sevgi rüzgarlarıyla es hüznüme
Gönül topraklarında yeşert aşkımı
Gülün kokusunda canlandır solgun ruhumu.
Sevdiğim,
Son dönemeçteyim artık, yorgunum
Geciktirme kaçınılmaz vuslatı
Küstürme zamanın gelişini
Ağlatma isyanımdaki bülbülleri
Bıktırma sevdayı.
Çıkıp gel hayallerimden gerçeğe
Gecenin vuslata şafağında gel
Ağart sensiz gönlümü
Kal bende, ebeden!
(30.11.2006)
Gönül Kadın DildarKayıt Tarihi : 23.6.2008 13:09:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Gönül Kadın Dildar](https://www.antoloji.com/i/siir/2008/06/23/yuregim-ay-isigina-kinali-adak-2.jpg)
Yaşam çöllerine düşen yağmurlarımla.
Dağlar toz bulutu, tutku çemberimde,
Seyyahların ayak izleri, gönül kaldırımımda,
.......................Ermişlerin nefesi, gül sabrım...
BAZEN YÜREĞİMİZE SAKLANIRIZ SABRIN YOKUŞUNDA TERLERKEN...
İŞTE O VAKİT ŞİİRE GEBE KALIR EN HASSAS DUYGULAR...
HARİKASIN İSTANBUL'UN BUĞUSUNDAKİ KADIN...
Kaderin kör dehlizine sövdü yıldızlar.
Yüreğim, ay ışığına kınalı adak
İyi ki / lerin koynunda uyuya kaldım
İnsan hayatında en önemli dönemeçlerin başında hep bir 'keşke' durağı vardır. İlla ki dönüp dolaşır tekrar o durağa gelir sevdalar. Zira keşkeler başladığında zaten katarın son vagonuna uzanmak mümkün değildir artık. Hani çekirge misali, acaba bir kez daha sıçrar mı sevda yüküyle kalbin omuzlarına. Belki, kim bilir, ne mümkün?
Eğer varsa bir şans ve gelir de dayanırsa aşk kapıya, işte o zaman da 'iyi ki' nin hükümranlığı yeniden başlamaya görsün. Hayatta iki şey var ki keşke dedirten ve kaybedildiğinde farkedilen: 1. Aşk, 2. Sağlık. Sağlıksız bir aşk olamıyacağına göre aşksız bir sağlık da sanırım yemek içmek gibi temel ihtiyaçlar sarmalında Yunus'un 'Suyu şalap şalap' akan dertli dolabını döndürmekten gayri neye yarar?
Bence...
Bir uzun serbest şiir yazmıştım ayrılığın acısına dair, paylaşmak isterim burada.
****************************************************************
Bir Gün Tekrar Yolun Düşerse Kalbime
Sevdiğim,
Eğer bir gün tekrar yolun düşerse kalbime
Uğrayıp hatır sorarsın değil mi?
Öyle apar topar kaçtın ki benden
Arkamı bile dönemedim acımdan
Kalbimdeki ayaz seslendi gittiğini
Görmeliydin
Nasıl ağladığını yorgun göğün.
Hala alışamadım yokluğuna
Bekleme kabullenmemi benden
Zehirli sarmaşığa döndü damarlarım
Günden güne ağırlaşıyor algılarım
Kan rengi şafaklar boğuyor umudumu
Dayanamıyorum sarsıntılara
Nöbetlerde titriyor gecelerim
Yokluğun değil asla, beni yoran
Yalnızlığımla kavuşamayan ellerimdir şahidim.
Dilim de varmıyor gel demeye
Utancım zaten değil beni tutan
Mahcubiyetim ele veriyor zaafımı
Sen zaten biliyorsun
Hasretin adının kara gül olduğunu
Bu muydu istediğin?
İlla söyletmek mi azabın?
Kim sevdi ki seni ben gibi
Kim bildi ki benden gayrı derdini?
Yıkılasıya, yok olasıya yokluğunda.
Ben artık ben değilim can
Alıp sürüklemedin mi beni hasretine?
Ne kaldı ki şimdi geriye?
Sen olan, seninle nefeslenen benden
Neden o halde, neden?
Nedir bu gelmeyişlerin?
Çok iyi biliyorsun
Daha ayrıldığın gün başlamıştı sana hasretim.
Bilmez misin a canım
Her hasret, gelecek vuslatın başlangıç habercisidir
Benim hasretim sende sevdiğim
Senin vuslatın da bende gizli
Sustur şu sonsuzluk iniltilerini gönlümde
Sevda yağmurlarıyla dol çileme
Sevgi rüzgarlarıyla es hüznüme
Gönül topraklarında yeşert aşkımı
Gülün kokusunda canlandır solgun ruhumu.
Sevdiğim,
Son dönemeçteyim artık, yorgunum
Geciktirme kaçınılmaz vuslatı
Küstürme zamanın gelişini
Ağlatma isyanımdaki bülbülleri
Bıktırma sevdayı.
Çıkıp gel hayallerimden gerçeğe
Gecenin vuslata şafağında gel
Ağart sensiz gönlümü
Kal bende, ebeden!
(30.11.2006)
Burhanettin Akdağ
*****************************************************************
Tebriklerim bayan 'İmge sevgili Neşe dostumadır.
'İyi ki' varsın dost. Bu sesi hiç susturma e mi?
Selam ve sevgiyle.
Aklım öfkenin fay hattında
Gönlüm aşkın bezirgânıyken
Aldandım ayın ışıklarına
Bir bir kovdum yıldızlarımı
Ve bir gün
Ay buluta girdiğinde aniden
Yapa yalnız kaldım gecede
Kovduğum yıldızlar küskün
Sonucunda sitem var bilmecede
Yürek yorgun beden düşkün
İki bulut arasında yediveren
Çoban yıldızı ki yol gösteren
Sen, seven gönlümün dostu
Aklımın çoban yıldızı
Bırakma beni
İbrahim COŞAR
Şiirini okudum ve yoruma bu satırları düştüm.Sanıyorum şiir oldu. Selam seven gönlümün dostu.
Dizeler , topragın suya kavuşması gibi..
Dizelerdeki her bir harf , her bir cümle , her bir satır
birbirlerinin kollarına girmişler , adeta yürekte ateş
dansı yapıyorlar...
Sayın Dildar , sizi kutluyorum bu harika şiirinizi biz
şiir severlere sunduğunuz için..
Sayın Hasretesevgi..
Sizi de ayrıca kutluyorum , Güçlü yorumunuzla beni
dinlerken başka alemlere taşıdıgınız için..
Saygılarımla...
TÜM YORUMLAR (16)