Yeni baharların koruk bağlarında, yaşamdır dil bilgim
Gecelerin katran pekmeziyle, kimi ağlarım, kimi dingin
Kutsarım ırmakları ben, dalgalarda lirik bir sızıdır şiirim
Özümdeki aşkla, sözümdeki harçla, acılarla örülü duvar gibiyim
Anlamını acılarla ördüğüm duvarlara sıvadığım, harcına sevgi kattığım bu hayatın setlerinde ne zaman gezintiye çıksan mağrur bir rüzgârla savrulur özün. Sesinin uzak kilometrelerinden dolunca yüreğime kokun sol tarafıma yaşam iksiri dolar gülüm. Biter o an dertlerim, diner içsel dürtülerim, ben teselli edilemeyen haylaz bir çocuk olurum. Saklanırım gecelerin kör karanlığına, aşkına müptela bir amâ olurum.
Islak bir şehirde yollara vurup kendimi saçaklardan düşen damlalarla seninle olurdum. Saçlarımdan dudaklarıma düşerdi arzu, ben seni solurdum. Mutluluğun sırça köşklerinde seninle kırılıp kırılıp birbirine tutunan iki parçaydık ikimiz. Sendeki dirence sürdüğüm sevgiyle buluşuyor ve kutsal bir lahit oluyorduk, yağmur delicesine yağarken. Özümüzdeki özlemle, rüzgârlara da direniriz nasılsa gülüm. Güneşimizle ışır, öpüşlerimizle ölümsüz besteler olup, bu yaşam çağlayanlarından gün gelir mavi denizlere çağlayarak dökülürüz.
Denizler ortasında bak yelkensiz bıraktın,
Öylesine yıktın ki bütün inançlarımı;
Beni bensiz bıraktın; beni sensiz bıraktın.