Tadı tuzu kalmadı ne ekmeğin ne aşın,
Sür gidelim yüreğim bu el bize yaramaz.
İki metre kaputtan kefen bezi kumaşın,
Dür gidelim yüreğim bu el bize yaramaz.
Mümkün mü hiç yarını bugünden bilebilmek,
Alnında ki yazıyı silgiyle silebilmek,
Kaderin çilesini ömrüne ilmek ilmek,
Ör gidelim yüreğim bu el bize yaramaz.
Yolları gözlemekten nasır tuttu gözlerim,
Duymayan kulaklara tellal oldu sözlerim,
Karakışa kalmadan güz yorgunu dizlerim,
Var gidelim yüreğim bu el bize yaramaz.
Tamamını görmeden yarıya indi bütün,
Feleğin hesabına kârı yok tereddütün,
İflah olmaz yarana bir tutam kirli tütün,
Sar gidelim yüreğim bu el bize yaramaz.
Sen ve ben iki seyyah yenik düştük yıllara,
Yaprağına tutunup bel bağladık dallara,
Fallarda ki kısmeti tükenmeyen yollara,
Yor gidelim yüreğim bu el bize yaramaz.
Ozanoğlu’m zamana kilit vurulmuyor ki,
Düne verdiğin cevap bugün sorulmuyor ki,
Sular baştan bulanmış sondan durulmuyor ki,
Gör gidelim yüreğim bu el bize yaramaz.
17.10.2010
Ömer TemelKayıt Tarihi : 23.5.2011 21:16:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!