YüREĞİ TAŞIRAN SON DAMLA Şiiri - Yorumlar

Naime Özeren
610

ŞİİR


228

TAKİPÇİ

Onunla tesadüfen tanıştım. Bir yürüyüş sonrası parkta dinleniyordu besbelli. O gün çok yorgundum herhalde. İyi fikir dedim kendimce. Ben de oturup dinlensem biraz. Aslında hiç âdetim değildir yürürken tempoyu kesmek, mola vermek. Bir an evvel eve dönüp duş almak isterim, terim soğumadan. Oturduğu banka iliştim eğretice, hemen kalkacakmış gibi. Saçlarına aklar düşmüştü. Yüzünde yılların bıraktığı derin izler vardı. Gözlerinde bilinmez bir hüznün gölgesi. Göze çarpan bir ayrıntı yoktu görünümünde. Sadece konuştukça anlıyordunuz iç dünyasının zenginliğini. Kısa bir tanışma seramonisi. İsim, meslek, oturulan semt derken, dönüp sordu birden. Çocuklarınız var mı? Var dedim. İki tane. Ya sizin. Benim de iki tane dedi. Sonrası…Sonrası çorap söküğü gibi geldi işte.

Evlatlar can, torunlar canının çekirdeği. Büyükler güvenilir bakıcı. Bazıları daha az güvenilir demek ki. Neden mi? Anlatayım peki:
Sabah geliyorsun, çocuklar uykuda. Kapıyı çalıyorsun yok, telefon ediyorsun yok,
İçeri giremiyorsun, çünkü sende de anahtar yok. Çaresiz oğluna telefon ediyorsun.” Ben şimdi ararım anne uyanınca açarlar çocuklar sana kapıyı” diyor oğlun. Yüzme havuzlu lüks villanın bahçesinde bekliyor, bekliyorsun. Gözlerin havuza dalıyor. Gençliğine dönüyorsun. Onları büyütürken çektiğin eziyetler. Birinin elinden tutmuş, diğerini kolunun altına sıkıştırmış koşa koşa işe gidiyorsun. Onları kreşe bırakacaksın. Akşamüstü dönüp alacaksın. İlk, orta, lise derken çocukların üniversite hazırlıkları. Mezuniyetleri, işleri, eşleri. Sanki bir masal gibi… Havuzun mavi sularında çocuklarının masum simaları dalgalanıyor, dilsiz, sessiz…
Elin çocuk bakıcıları ellerinde anahtarıyla çalıştıkları eve girerlerken sen, torunların uyanıp sana kapıyı açmalarını bekliyorsun. Komşuların meraklı bakışları altında eziliyor, eziliyorsun.
Telefonun ziliyle hayallerinden silkiniyorsun.”Anne çocuklar uyandı., hadi artık girebilirsin.” Bu konuda geline karşı ne kırgın ne de dargınsın.Kayıtsızsın sadece. Çünkü onu sen büyütmedin., sen eğitmedim. Ayrı kültür, görgü ve gelenekten deyip hoş görmeye çalışıyorsun.Ama ya oğlun? ... Ya oğlun! ...Yüreği taşıran son damla bu.Taşmasa dökülür mü? ...

Tamamını Oku
  • Tunçer Günaydın
    Tunçer Günaydın 28.09.2011 - 20:51

    Çok duygıulandırıcı bir olaya tanık olmuş ve bunu kaleminize yakışacak şekilde kısa bir öyküye çevirmişsiniz. Buda sizin yüreğinizin duyarlılığını gösteriyor. Tebrik ediyorum sayın ÖZEREN.

    Cevap Yaz
  • İcabi Çalıskan
    İcabi Çalıskan 28.09.2011 - 20:40

    Güzel.... Anlamlı....

    Cevap Yaz
  • Hafize Hanaylı
    Hafize Hanaylı 28.09.2011 - 20:18

    Etkleyici ve de düşündürüyor içi acıtırken gözler sulanıyor hafiften. Dolu dolu bir bir öykü daha da yazılırdı aslında ama kısa daha çok düşündürüyor. Hep yazsın kaleminiz. Eyvallah...

    Cevap Yaz
  • Sevtap Kaya Nurgönül
    Sevtap Kaya Nurgönül 28.09.2011 - 20:17

    Yaşamdan kesitleri oldukça büyük bir duyarlılıkla ve ustaca işleyen kaleminize ve yüreğinize hürmet ve tebriklerimi iletiyorum...Bence zenginlik,fakirlik,tahsillli olmak veya cahil olmak değil konu...her şeyin yürekte başlayıp bittiğine inanlardanım...insan yüreğiyle duymuyorsa, isterse dünyanın en zeki insanı olsun hikaye...içinde yürek yerine taş taşıyanlardan vefa beklemek yanlış olur sanırım.İçten teşekkür ve tebriklerimi bırakıyorum bu güzel paylaşımınıza...saygılar...

    Cevap Yaz
  • Yüksel Nimet Apel
    Yüksel Nimet Apel 28.09.2011 - 19:11

    Selam Naime hanım,
    duygularınızı, yorum bırakan arkadaşların da yorumlarını paylaşıyorum.
    Sanki bir romandan küçük bir bölümmüş gibiydi.
    Okunduğunda etkisinde kaldığımız elim bir öykü gizliydi hikayede.
    Artık bu tür şeylere toplum olarak alıştırılmak istiyoruz.
    Evlatlarımızın okumalarını istiyor sıkıntılar çekip, fedakarlıklar da yapıyoruz zaman zaman.
    Her aile çocuğunu bolluk içinde okutmuyor.
    Gün geliyor kız olsun erkek evlat olsun çocuğumuzu tanıyamıyoruz. Öyle ki yetişip bir beraberlik kurmak evlenmek istediklerinde ailenin bile değeri olmadığı fikriyle eşler birbirini ikna etmeye çalışıyor.
    Ama bu problemler çok derinlerde gözden kaçan durumlarla ilgili gibi geliyor bana.
    Ailesine yabancı olan topluma da yabancı olur.
    Bizler yurt dışında eğitim görmüş evlatlarımızla komşu çocuğu olsa bile gururlanır iftihar ederiz. Ama bir gün ülkeye dönüp ailesine ve ülkesine yararlı olanlar göz bebeğimiz olacaklardır. Usta kaleminizle derin bir yaraya parmak bastınız.
    Şairler çevresiyle de olaylar habis duruma gelmeden problemlerle de ilgilenip dile getiren göz önüne sunandır tebrik ediyorum baki selamlar.

    Cevap Yaz
  • Fatima Humeyra Kavak
    Fatima Humeyra Kavak 28.09.2011 - 18:31

    YüREĞİ TAŞIRAN SON DAMLA


    Onunla tesadüfen tanıştım. Bir yürüyüş sonrası parkta dinleniyordu besbelli. O gün çok yorgundum herhalde. İyi fikir dedim kendimce. Ben de oturup dinlensem biraz. Aslında hiç âdetim değildir yürürken tempoyu kesmek, mola vermek. Bir an evvel eve dönüp duş almak isterim, terim soğumadan. Oturduğu banka iliştim eğretice, hemen kalkacakmış gibi. Saçlarına aklar düşmüştü. Yüzünde yılların bıraktığı derin izler vardı. Gözlerinde bilinmez bir hüznün gölgesi. Göze çarpan bir ayrıntı yoktu görünümünde. Sadece konuştukça anlıyordunuz iç dünyasının zenginliğini. Kısa bir tanışma seramonisi. İsim, meslek, oturulan semt derken, dönüp sordu birden. Çocuklarınız var mı? Var dedim. İki tane. Ya sizin. Benim de iki tane dedi. Sonrası…Sonrası çorap söküğü gibi geldi işte.

    Evlatlar can, torunlar canının çekirdeği. Büyükler güvenilir bakıcı. Bazıları daha az güvenilir demek ki. Neden mi? Anlatayım peki:
    Sabah geliyorsun, çocuklar uykuda. Kapıyı çalıyorsun yok, telefon ediyorsun yok,
    İçeri giremiyorsun, çünkü sende de anahtar yok. Çaresiz oğluna telefon ediyorsun.” Ben şimdi ararım anne uyanınca açarlar çocuklar sana kapıyı” diyor oğlun. Yüzme havuzlu lüks villanın bahçesinde bekliyor, bekliyorsun. Gözlerin havuza dalıyor. Gençliğine dönüyorsun. Onları büyütürken çektiğin eziyetler. Birinin elinden tutmuş, diğerini kolunun altına sıkıştırmış koşa koşa işe gidiyorsun. Onları kreşe bırakacaksın. Akşamüstü dönüp alacaksın. İlk, orta, lise derken çocukların üniversite hazırlıkları. Mezuniyetleri, işleri, eşleri. Sanki bir masal gibi… Havuzun mavi sularında çocuklarının masum simaları dalgalanıyor, dilsiz, sessiz…
    Elin çocuk bakıcıları ellerinde anahtarıyla çalıştıkları eve girerlerken sen, torunların uyanıp sana kapıyı açmalarını bekliyorsun. Komşuların meraklı bakışları altında eziliyor, eziliyorsun.
    Telefonun ziliyle hayallerinden silkiniyorsun.”Anne çocuklar uyandı., hadi artık girebilirsin.” Bu konuda geline karşı ne kırgın ne de dargınsın.Kayıtsızsın sadece. Çünkü onu sen büyütmedin., sen eğitmedim. Ayrı kültür, görgü ve gelenekten deyip hoş görmeye çalışıyorsun.Ama ya oğlun? ... Ya oğlun! ...Yüreği taşıran son damla bu.Taşmasa dökülür mü? ...

    Herhalde, dedim. Taşmasa dökülür mü? ...


    Naime Özeren

    Su an öylece kalakaldim, ne yazacagimi bilemiyorum, o güzel vefali yüreginin hüzünden degil de sevgiden tassaydi keske,ne güzel olurdu, hic tasvip etmedim sana reva görülen bu hareketi.

    Evet gelin el kizi ama ya caninin parcasi oglun...

    Ahde vefa bu mu? böyle olmamaliydi...
    Yine sen sev gül yüreklim, yine gözlerin dalsin havuzun sularina, üzülme, zaman her seyin ilaci...Mutlaka bir gün onlarda anlayacak gercekleri...

    Tebrikler samimi ve icten yüregine ablam...

    Güldeste'mizde paylasiyorum...Tesekkürler..

    Cevap Yaz
  • İbrahim Eroğlu
    İbrahim Eroğlu 28.09.2011 - 18:16

    ustaca

    yaşamdan güzel kareler..
    ders verici

    kutlarım sayın ÖZEREN

    Cevap Yaz
  • İnci Germenliler
    İnci Germenliler 28.09.2011 - 16:51

    Çok güzel ve gerçekten yaşanan, ibret alınacak bir öykü.
    Neyse ki benim kızım, evinin anahtarını, hem bana hem de kayınvalidesine evliliğinin ilk aylarında
    getirip 'ne zaman isterseniz, gelin buyrun' diye
    davet etti. Aynı şekilde benim anahtarım da kızımda bulunuyor........
    Bazen de bazı anneler, evinin anahtarını, evletlarına vermeye çekiniyorlar. Saygı ve sevgi karşılıklı olmalı diye düşünüyorum........
    TEBRİKLER.........+10 SEVGİLER...........

    Cevap Yaz
  • Hasan Buldu
    Hasan Buldu 28.09.2011 - 16:45

    'Siz, onlara bağ bağışlarsınız, onlar, size bir salkım üzümü çok görürler' misali: Siz, onlara ömrünüzü vermişssiniz, binbir fedakarlıkla büyüttüğünüz çocuklarınız veya torunlarınız, size birkaç dakikasını ayıramazlar. Çok üzücü bir durum.

    Tebriklerimle daha nice öykülere.

    Cevap Yaz
  • Ömer Osman Avcı
    Ömer Osman Avcı 28.09.2011 - 15:26

    derin ve geniş anlamlı mesajlar yüklüydü bu güzel eserde.

    emeklerinize sağlık Naime hanım, paylaştığınız için teşekkürler.

    Cevap Yaz

Bu şiir ile ilgili 63 tane yorum bulunmakta