Saat 24' ü geçmiş bile! Merdivenlerden yavaş adımlarla
iniyorum. Giderek o gerçekler dünyasına ayak basıyorum
sanki. Her basamakta etkisini kaybeden bir rüyadan
uyanır gibi; sarhoş ve bitkin bir haldeyim.
Basamakların tümünü indim. Şimdi gerçek tüm
çıplaklığıyla bağrına almış beni. Beynim
karıncalanıyor! Yüreğimde garip bir sızı başlamış.
Hızlı adımlarla oradan! O mekandan ve o zamandan
kurtulmak istercesine yürümeye başlıyorum. Koşuyorum
adeta; Ardıma bile bakmadan. Daha birkaç metre
uzaklaşabilmişim meğer! Onca gayret onca kavgadan
sonra! ! Sadece birkaç metre. Dayanamıyorum; Geri dönme
isteğimi yenmek zorundayım. Ama nafile... olduğum
yerde geriye dönüyorum. Hani şu yaz aylarında; Kır
evlerinin bahçesinde asılı duran lambaya koşuşan
küçük, sevimli yaratıklara benzetiyorum kendimi. Işığı
! O cezbeden, O insanda karşı konulmaz isteği yaratan
ışıga koşup! Işığın alaca karanlığında kaybolmak
istiyorum! ! Başımı yukarı doğru kaldırıp ışığıma!
Yöneliyor gözlerim. Üçüncü katın ışığı! Hala yanıyor.
Hala orada! O ışık ki; beni nerede olursam olayım hep
çağırmıştı bağrına. Karşı koymaya çalışmak mı? Nafile
bir sevda.: Bir kez yüreğime yerleşmişti. Giderek
iliklerime değin benim olmuştu. Bende onun! ! Haylaz
çocuklar misali; kim i zaman beynim galip gelirdi.
Yüreğime! İşte o anlarda yapacağımı yapardım zaten.
Fark ederdi yüreğim, Işığımın soluklaştığını yada ne
bileyim buruklaştığını. Hissederdi işte. Bilirdim
aslında, nazenin serzenişleri! Ama diyorum ya bazen
Beynim galip gelirdi. Birazda yaşam! Binlerce yeminler
ederdim o anlarda! Ben ben bu dünyada yanlış zamanda
yanlış yerdeyim derdim. Değil ışığımın yörüngesinde
dönmeye! Onun evreninde bile yerim yoktu! Binlerce
ışık yılı uzağındaydım! O galaksinin. Ama;
Dinletemezdim ki! Kendime. Bir kez biliyordu işte
yerini. Öğrenmişti? Ademin cennetten kovulmasına
benzer! Almıştı ya tadını. Dünya cehenemine
fırlatılsam da umurumda bile değildi. Önceleri, Neyin
Nasıl olup ta gerçekleştiğini farkedemezdim bile. Her
şeyler o ışığa ulaşmama hizmet ederdi sanki. Birey
yoktu! Olay yoktu! Olgularsa Tamamen kayboluyordu
Işığın o keskin yakıcılığında. Her ulaşmam ayrı bir
maceraydı sanki. Ekseninde dünüp duran benim!
Farkındamıydı! Bilmiyordum bile. Benim orda ne? işim
olduğunu da tabi. Saatler hiç durmaksızın ilerliyordu.
Başka zamanlarda geçmek bilmeyen Saatler! Çar çabuk
ayrılık zillerinin çalması için uğraşıyorlardı. Daha
göremediğim! ! Bulamadığım! Yaşayamadığım milyonlarca
ışık fotonu varken! ! Zamanı durduramadığıma küfürler
ederek ulaşabildiğim her ışık zerresini benliğime
kazımaya uğraşırdım. Ve saat 24 ' ü vurduğunda! !
Ayrılık zamanı gelirdi. Bedenim giderek ağırlaşır!
Yüreğim burkulurken Yine beynimle kavgalarım başlardı.
Yıllar sonra; ÇOK UZUN YILLAR SONRA Şu üçüncü katın!
Kenar penceresinden dışarıya sızan ışığımın! ! ! Aslında
ne? olduğunu Beynime de kanıtlayabildim. Anladım ki;
Dünya üzerinde çok ender insana verilen bir şansı! !
Ben ' kavgalarım' la geri tepmişim. Ben o ışığı!
Kendimden bir parçayı! Ayrı dünyalara fırlatıp
atmışım. Seni nede çok Sevdiğimi! ! ! Kendime bile! !
Söyleyemeden.
10.5.99 La Res
La ReşKayıt Tarihi : 27.3.2002 19:18:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!