Salını, salını yürüyordu kumsala doğru
Deniz kızı edasıyla adeta denizden doğmuştu
Diri vücudu akıp maviye karışıyordu
Yaklaştıkça sahile büyülüyordu gözleri
Üzerinde tenine yapışmış daracık ıslak
Kırmızı bir elbise vardı güneşi ateşe vermişti
Sıyrılmıştı etekleri bacakları ulu orta yerdeydi
Kızıl güneş arasından göz kırpıyordu fütursuz
Kırmızının en koyusuyla boyalı kan sızan
Kırmızı dolgun dudakları susamıştı çatlamıştı aşka
Kıvrımlarından damlıyordu hasreti tebessümle
Maviyi kızıla çalıyordu, tek bir kıpırtı yoktu denizde
Sanki sahilde hayat durmuştu ses çıkmıyordu.
Herkes süzülüp gelişini izliyordu meçhul kadının
Kimdi bilen yoktu sadece alımına kapılmıştı gözleri
Pür dikkat nefeslerini tutarak hayran, hayran bakıyorlardı
Kadın en şuh bakışlarını fırlattı toplanan kalabalığa arsızca
Arzuları iyot kokulu teninde yanıyordu bir avuç alevdi sanki
Islaktı vücudu boncuk, boncuk parlıyordu şavkı alev kızıllığında
Tüm cazibesi üzerindeydi yakıyordu etrafı en kızılından
Dekoltesi daha bir derin yırtılmıştı sanki el yordamıyla
Göğüsleri isyanlardaydı fırlamak için ise tetikte bekliyorlardı
Kalabalığa aldırmadan uzanıverdi kumsala sere serpe
Güneşe karşı örtmeye çalışmadı hiçbir yerini
Denizin koynuna sokulup kaybolana kadar güneşi gözledi
Ufuktan o aşık olduğu müptelası çıka gelirde belki
Yeşil ışık yanar da gönlünde ölümsüzleşirdi sevdaları
Gelmedi ve yeşil ışığı yakalayamadı nemli gözleri
Gece karanlık çökene kadar bekledi umudunu yitirmeden
Yıldızların altında çakmak, çakmak gözleri denizdeydi
Yakamozlar ıslak dudaklarında gezindi serindi öpüşleri
Hayaldi okşamaları teni tutuşmamıştı aşkı yanıyordu göğsünde
Yıldızlar yağdı bütün gece üzerine gece ağlıyordu kederinden
Sabaha karşı geldiği gibi sessiz denize doğru yürüyüp gitti.
Büyülü vücudu bu sefer diri değildi maviye karışırken
Boynu bükük gözleri yaşlı el salladı kalabalığa
Kaybolmaya hazırdı artık ve sonsuza dek kaybolmalıydı
Atlantis’e kadar kulaçlamalıydı durmaksızın
Görmemeliydi tek bir kişi ağladığını, perişan halini
Şahit olmalıydı martılar hüzün dolu yalnızlığına
Bir tek kendisi bilmeliydi ıstırabını
Kendi kendini kucaklayıp meçhule kaymalıydı
Denizden sancılı dalgalar doğuyordu
Gürültülü öfke doluydu tüm sahil
Geride yeni güne yaralı bir yürek kalmıştı
Adeta ayak diriyordu günü engellercesine inatla kan sızıyordu
Maviyi boyuyordu kızıla ve ağlıyordu yorgundu ölesiye
Gök gürledi, şimşek çaktı ve güneş doğmadı
Doğumunu engellemişti günün, gün gecede söndü
Ve asılı kaldı kırmızı yürek tek başına
Damlıyordu denize içten içe
Bir hayaldi kırmızılı kadın,
Yoksa ben miydim, asılı mı kalmıştı yüreğim
Ama benim kırmızı elbisem yok ki
Çıkarıp atmıştım uzun zaman önce dolabımdan
Artık hep gece gibi siyah giyer olmuştum
Kombinezonum, elbisem, tenim bile siyahtı benim
Farkına varamadım mı, ben miydim yoksa
Yoksa bir başkası mı, ne diye ben yaşıyordum
Sahilde ki o ıstırabı. Tüm bedenim titriyor
Karanlığa gömülmek istedim
Denizle örttüm üzerimi ve oracıkta öldüm
Ben değildim kırmızılı kadın, o benim iç dünyamdı
Kayıt Tarihi : 17.2.2005 13:10:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Mürsel Adıgüzel
Denizkizlari.....
Koynunuza alin yanlizlari.
Saygilarimla. Okudugum en guzel siirlerinden biri gerci akis olarak hepsini begeniyorum kolay akiyorlar dilde yurekte Sayenizde kayip ulkeleri kayip umutlari umutsuzluklari yasadik varolun
Yureginizin sesi sonsuza kadar semada asili kalsin efendim.
Saygilarimla
Güzel şiirinde buradayım diyor...
( harika bir betimleme.. tebrikler.) N.A./ 22/02/2005.
..........................................................................
( naçizane sayfamdaki.. 'Ben Syrnna' şiirini okursanız.. sevinirim..:)
...........................................................................
TÜM YORUMLAR (12)