Yurdumun Süsü Ulusumun Türküsü - Silifke

Uzaktan yaşadım ömrümce seni.
Ta Zonguldak’tan duydum nefesini.
İzmit’ten işittim güzel sesini.
Keklik desem Silifke.
Yoğurt yesem Silifke.
Kaşık görsem Silifke.
Zeybek olur oynarım gönlümce.

İzlerken Vatan yahut Silistre’yi
Sımsıcak sarıyorum Silifke’yi.
Evliyâ Çelebi’yle dolaşıyorum
Kalenin burçlarını.
Toroslardan ılgıt ılgıt esiyor
Mevlana sevgisi.

Kimler gelmiş, kimler göçmüş?
Tarihin gözdesi,
Boncuk boncuk dizmiş gelenlerini:
Sümerler, Persler, İskender,
Mısırlılar, Romalılar, Bizanslılar,
Emevilerle İslamiyet,
Abbasilerle Türkler,
Türkmenler, Yörükler,
Selçuklular, Karamanoğulları
Osmanlılar ve Cumhuriyet.
Her birinden ayrı dert,
Her birinden ayrı lezzet.
Sonsuza doğru gidiş elbet.

Antonius’un Kleopatra’ya ilginç hediyesi,
Frederik Barbarossa ve Göksu’da bitişi,
Mozaikte Üç Güzeller’in dans edişi,
Mitolojik yer altı deresinin sesi,
Ve Atatürk’ün dört kez gelişi…
Ne diyeyim?
Ne diyeyim güzeller güzeli?

Yurdumun süsü
Kıbrıs’ın gözü

Kumlu kıyı, kirlenmemiş doğa
Hele Caretta Caretta
Büyülü kaplumbağa…
Yürüyorum ağaçların arasından
Maki, zakkum, defne,
Gürgen, ardıç, meşe…
Ak ak bulutların gülümseyişi güneşe.
Keklikle geziyorum,
Tavşanı okşuyorum.
Kuş göçünün renkli yolunda
Yaz ördeği, dik kuyruk, ala kaz.
Tellere dokunmadan çalıyor saz.

Gel de yeme
Arabaşı, batırık, sıkma, yahni
Ve hele oklava çekmesi.
Yanında oyunu, türküsü:
Ger Ali, A Kızım, Sallama…

Tarih ve doğa,
Kültür kültür, inanç inanç
Heykel heykel, burç burç
Kaynaştırmış insanlığı.
Bu, taşın, suyun, çiçeğin dünyası.

Türkmen kızı inek sağarken
Ezgiler uçurur bizi.
Yayla havası bir cila gibi
Siler yüreğimi.
Çulfalık tezgahında
Yeni çözülen heybeyim,
Bekliyorum eğirilmeyi,
Eğirilip nakışlanarak
Eğinlerde gezdirilmeyi.
Cennet Çöküğü’nden sesleniyorum:
Silifke Türkiye!
Türkiye Silifke!
Gözümü boyayamaz yaldızlı fıskıye.
Aldanmam asla tilkiye.
Silifke! Silifke,
Yurdumun süsü,
Ulusumun türküsü.

(07.05.2008)