MİLLETVEKİLİ ADAYI BAĞIMSIZ İSTANBUL 1 BÖLGE 2011
Dağına taşına,
Yoluna yokuşuna,
Aşıktır öğretmenim,
Bir kaşık aşına,
Gözündeki gizli yaşına,
Kaderi ile kalır tek başına,
Kalplerinde aşk işaretiyle doğar kimileri... Yeryüzüne gönül indiremez onlar... Hayatı ve insanları anlarlar,hayata ve insanlara merhamet duyarlar,ama hayatın ve onun içindeki insanların yaşadıkları gibi yaşamazlar.
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Devamını Oku
Aşk işareti ile doğanlar yaşarken dünyaya talip olmazlar...Bilirler ki ne isteseler,neyi ansalar,ne kazansalar aşkın dışında hiçbir şey avutmaz onları,teselli etmez...Gönüllü sürgündür onlar...Gizliden gizliye hissederler bunu...Sonsuz bir ışıktan kopup gelmişlerdir geldikleri yere...Kopup geldikleri ışığa inançları ne kadar büyükse,içlerinde ki acı da o kadar derindir...Bu acı hatırlatır onlara kopup geldikleri yeri...Bu acı hatırlatır onlara kim olduklarını ve niye varolduklarını...
Kalplerinde aşk işaretiyle doğsa da bazı günler yorulur insan karşılıksız sevgilerinden...Yorulur kendisini anlatamamaktan...Sevgilim der,sevgilim der,ama,sevgilim dediği yanında değildir,bilir...Bazı günler insan soluksuz kalır,içindeki sevgili olmasa bile karşısındakine deliler gibi sarılır...O olmadığını bile bile sonsuz bir umutsuzlukla sarılır...İnsan soluksuz kalmaya görsün,sevgili diye bütün yanlışlarına,bütün kaçışlarına,kendine yaptığı ihanetlere sarılır...İnsan bir kere içindeki aşktan umudunu kesmeye görsün,her şey olmak,her yere yetişmek için bu hayat düşer...Her şey olduğunu,her yere yetiştiğini sandığı anda,ortada kendisi yoktur artık...Kaybolmuşluğa çok yakındır...Kopup geldiği ışığa inancı azalmıştır...Daha az acı çekiyordur artık...Ama daha mutsuzdur eskisinden....Daha mutsuzdur,o ışığı acı çekerek özlediği günlerden...
Soluksuz kaldığım kendime bile sakladığım günlerden bir gündü...Kaybolmuşluğa yakındım...İçimdeki acı hızla eksiliyordu...Işık soluyordu,soluyordu tıpkı sesim gibi...Soluyordu içimdeki aşk işareti gibi...Öylesine kaybolmuştum ki bulamıyordum artık içimde neyi yitirdiğimi,neyi kirlettiğimi...Öyle uzaklaşmıştım ki kendimden,kendimi bulmak için birine ihtiyacım vardı...
Onunla nerede ve nasıl tanıştığımız önemli değil....Gerçekten değil...Kaybolmuş insanlar birbirini çabuk buluyor....Umutsuzluk umutsuzluğu çağırıyor...
Konuşmaya susamıştık...Sanki ikimizde dilini,kültürünü bilmediğimiz uzak ülkelerden henüz dönmüş gibiydik bu ülkeye...Oysa böyle bir şey yoktu...Hep buradaydık...Hep o ışığımızdan kaybolduğumuz yerde...O ışığı orada bırakıp bu dünyaya,bu hayata gönül indirdiğimiz,her şey ve her yerde olduğumuzu sandığımız yerde...Hep o soluksuz kaldığımız yerde...Daha vakit var,o ışığa sonra dönerim, dediğimiz bu yerdeydik ikimizde...
Yine döktürmüşsün hocam. Sevgililer günün kutlu olsun. Tebrikler.
Sırtında yatak,elinde bavul,
Beklerken onu,çalarlar davul,
Yurdumun öğretmeni,geliyor usul usul....
Severek okudum
Yurdumuzun Cok Degerli ogretmenlere ihtiyaci var Siir konusu guzel, Ve ogretmenlerimize cok is dusuyor. Toplumun birbirlerine kendilerini ifade edebilmeleri ve anlayabilmeleri icin Egitim Sart.kutluyorum.. Saygilarimla.
Bu yüzdendir açlık sınırında yaşar öğretmenim.
Bakanının;' öğretmen ne kadar çalışıyor ki, zamanı hep tatil. İsterlerse bıraksınlar onların işini 500 YTL ye yapacak sokaklarda o kadar çok insan var ki'
Biliyorum öğretmenim 'ne yapayım ekmek parası' diyorsun .
Bana otuz yıl hep iyi öğretmen dediler.
selam ile...
mütevazi yaklaşımınıza minnettarım acizane bir sınıf öğretmenini mutlu ettiniz selamlar saygılar (
Ben Öğretmenim
Derilmemiş çiçekler ülkesinde yolcuyum
Azığım sevgi, sabır, merhamet
Gurbeti benim bu yolun
Gurbetçilerim istemez benden atalet
Yürüyorum menziline kilitli beynim
Yolun sonunda ışıklar görüyorum
Ben öğretmenim,
Ürkek ceylanlar koşar arkamdan
Ben durunca durur dünyaları
Ben gülünce güler simaları
Titrek parmakları, ritim tutar ceylanların
Beton yığınları erir duvarların
Masum bakışları gül açar gülşenimde
Ben öğretmenim,
Sevgi ekmeğime katık, sabır baş tacım
Merhamet, usanmadan suladığım sonsuzluk ağacım
Bu yol uzun bu yolda yoktur riya
Şefkat kıyama durmuş umutlar Himalaya
Ben öğretmenim,
Renk çümbüşüdür tuvalim
Göz göz, desen desen, ilmek ilmek
Tezgahı sevgidir bu kilimin
Sanatını gizlemez eserlerim
Ben öğretmenim,
Gemiler yanaşır teker teker bu limana
Sual etmem seferinden
Altını, elması, incisi bütün cevheri
Saf saf, bölük bölük ayrılır mihengimden
Ben öğretmenim,
Eğilir dağlar, esirim olur çılgın sular
İnada sürgün, kaf dağında şenlik var
Güneş bu, sırtı dönük olana da doğar
Ben öğretmenim,
Yorulmaz bedenim, bükülmez bileklerim
Ne kadar kırık olsa da sazım
Bu türküyü hep mırıldanacak dudaklarım
'Baharda yeşerir tüm sevgilerim
Aşka gelir terennüm eder dilim
Boy atar, filiz verir güllerim
Bülbülün nağmesi benim içindir bilirim'
Teşekkür ederim sayın doktorum.
Şiirinizden onur duydum. Meslektaşlarım adına sevgi ve saygılarımı iletiyorum.
Yanağına bir sevgi öpücüğü:)
TEBRİKLER YÜREGİNİZE SAGLIK
bir öğretmen olarak,dertlerimizi sıkntılarımızı dillendirdiğiniz güzel şiiri yazan duyarlı yüreği sevgiyle muhabbetle selamlıyorum....
Bir köy öğretmenini anlatmışsınız
kaleminize ve yüreğinize sağlık
Öğretmenim Öğretmenim
Cahillik bir baş belası
Dahada çok yüz karası
Cehalete yenik düşen
Olur onun maskarası
Edep ilimin aynası
Her anında var faydası
İlim irfan öğrenmeyen
Gönüller hep tutar yası
Öğretmenim öğretmenim
Kim' liğimi öğretenim
Sen ve ilmin baş tacımdır
Cehalete kinim benim
Şadan Yenişafak
YÜREKTEN KUTLARIM
Bu şiir ile ilgili 15 tane yorum bulunmakta