Yurdumsun / bêhna bemala
Kokundu sanırım ilk duyduğum
ve daha önceleri de defalarca
ıslak ve taze kan kokuyordu dağların,
açık şehirde uyutulmuş
son savaşçıydım
ve avuçlarımda tuttuğum
bir parça toprak değildi Cizir-a Botan
iki damla hüzün oluyor
yanaklarında her nehir
ve yüzüne bakıldığında utanıyor kızılok
manyetik bir çelişki ile anlatılıyor yurdum
deva oluyorsun sonra
konuşan, susan ve kırılan her saça,
esmer ve kırılgan saçlarını okşamaya geliyorum
bir de matemini çocukların öldüğünde,
kül yeniden yeşeriyor
ve yeşil soğan kök salıyor yurduma
saçların şakaklarıma dayatılmış
bir tetik boşluğu kadar yumuşak
bir el atsan şenlenecek Gelîye Zîlan,
çiğlik ile aydinlanacak Roboski,
yerin yedi kat altından çıka gelicek hewalemın
yurdumsun
Ararat’tan demir alana dek son kaptan
yurdumsun
kokunu cennet saydığım…
22/06/09
pazartesi
…Ş İ N
Kayıt Tarihi : 10.10.2009 00:27:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
doğum günün kutlu olsun yurdum...
umarim begenirsiniz.
Kırıldım her zerresinde esmerliğinin
ve yeniden dirildim o amber kokunda
uçuruma her uzanışımda kırlsa da kolum kanadım.
Pişman değilim..
Cizre'nin en aydınlık anında belki..Söyleyecek az bir şeyim var; çoğunu susuyorum şimdi..
ve sonrası yurdumun..
TÜM YORUMLAR (9)