Yurdumun çilekeş insanlarını anımsıyorum.
Arkasında azığı,önünde sürüsü..
Gözleri hüzünlü,yaşamını kadere bırakmış
Kimi düşünürsün,ey garip çoban
Ak saçlı ananı mı,yoksa kömür gözlü sevdiğini mi?
Doğunun cesur kadınlarını anımsıyorum.
Toprakla savaşan,yaşam için çırpınan
Bağrı yanık gelinlerimizi,genç kızlarımızı
Hepsi de yarına umutla bakıyor,güveniyorlar.
Kırsal yörede olmak mı sizin suçunuz
Ey Anadolu kadını.! ! !
Yapmıyoruz,yapamıyoruz size karşı ödevlerimizi
Şiirler söylense,türküler yakılsa sizin için azdır.
Evet Ayşem....
Çalış,çok çalış,yarına güvenle bak
Sen ve senin gibilerin omzunda yükselecek
Bu güzel vatan..! !
Kayıt Tarihi : 13.10.2006 23:28:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Kadınlar gününde kaleme alınan bir şiir..
- Abbas Ağa -
Bir öyküdür o halkımın dilinde;
Yetim Eşe’nin yaşamıdır.
Kaderin baskısıdır sözde.
Neden yetimleri alır ağına?
Neden yoksullara baskı yapar?
Zenginlerin köpeği midir kader?
Eşe inekleri otlatır dağlarda;
Abbas Ağa’nın inekleri yaramazdır,
Dağdan dağa, kayadan kayaya
Çalıların arasında sürükler Eşe’yi.
Abbas Ağa iyi kalplidir,
Kimsesiz Eşe’yi yanına almıştır.
Abbas Ağa gibisi var mı dünyada(?)
Ekmeği bol adamdır.
Memuru, amiri hiç eksik olmaz kapısında…
Çobanı, çırağı hep yağ yer, bal yer…
Köpeği, tazısı besilidir onun.
Ya Eşe! Kupkuru bir fidan gibidir,
O da yağ yer, bal yer…
Dayak yer, söz yer ağasından.
Abbas Ağa birdir;
Onun gibisi hiç geldi mi dünyaya?
Eşe koşturur ineklerin ardından,
Korku doludur yüreciği!
Aldırmaz dikenlerin ayağına batışına,
Kayaların yaralayışına.
Düşüp,kalkıp tekrar koşmak
Kaderdir onun için;
Doğmadan yazılmıştır tanrı tarafından.
Ama o bilmez kaderi, duymamıştır da.
Aynaya hiç bakmadığından
Görmemiştir alnındaki yazıyı.
Eşe kız koşturur da koşturur,
Takadı kalmamıştır yavrucağın.
Bir kader çıkar o an,
Kader ağzını açmış ineklere saldırmakta,
Kaderler çoğalmakta gittikçe,
Kaderler yemekte Abbas Ağa’nın ineğini,
İnekler koşmuştur köye,
Arkadaşlarını kaderlere bırakarak,
Eşe koşturmuş, kaderlerden korkarak.
Abbas Ağa sinirli, yüzü korkunç,
Tokatı balyoz gibi,
Ağzı küfür dolu.
Kapar köşedeki baltayı kaldırır,
Çoban gelir gürültüye,
Eşe! nin kafasına inen baltaya
Karşı koyar elini,
Balta bir dal gibi iner parmakların arasına,
Oturur bileğe kadar.
Eşe şaşkın, korkak, ağlayımsı,
Akan kana bakar.
Abbas Ağa vurur durmadan,dinlenmeden.
Çünkü; Abbas Ağa kaderdir,
Çobanın, Eşe’nin alnına tanrının yazdığı,
Son kader Abbas Ağa’dır.
Abbas Ağa gibisi geldi mi hiç dünyaya?
Ekmeği bol, yağı bol, balı bol…
Amiri, memuru hiç eksik olmaz kapısında.
Köpeği, tazısı besilidir.
Çobanı, çırağı, Eşe’si hep yağ yer
Bal yer…
(25 Ocak 1975)
Şadi Ünal
diyorsa da şair;
Onlar kendileri yakar hayata dair
En güzel sevda türkülerini...
Zira
Ne varsa Anadolu'da var...
Değil mi?
Yazılalı şu kadar yıl geçmiş olmasına karşın hala eskimemiş bir şiir,eskimemiş ama bir nebze dinlenmiş ve demlenmiş şarap tadında...
Tebriklerimimle
ANADOLU KADINI ZEYNEBİM diye bi şiir eklemiştim çilekeş anadolu kadını inşaallah yakında biter çileleri sizide bu güzel duygularınızdan dolayı kutluyor yüreğinize dert deymesin diyorum selam ve sevgilerimle
MUHTEŞEM bir şiir olmuş
Sevgili kardeşim, Değerli kalem Sayın : Işık Erden
Gönülden gelen duyguların mısralara duygulu ve etkili bir şekilde aktarılması ile beğenerek ve saygı duyarak okuduğum Çok Güzel Bir şiir olmuş.
Şiirdeki ustalığınızı selamlıyorum.Güzel şiirinize Tekirdağ'dan Tam pauan geliyor.
Şiir ve hayat yolunuzun açık ve engelsiz olmasını diliyorum.
Her şey sizin ve sevdiklerinizin gönlüne göre olsun.
Kardeşimin sayfasına Sevgi ve saygı ve başarı dileklerimi getirdim. Lütfen kabul buyurunuz.
Dr. İrfan Yılmaz. - TEKİRDAĞ.
TÜM YORUMLAR (19)