1
Orada Alplerin içinde aydınlık gecedir daha, ve bulut,
Neşeliyi şiirleyerek örter orada esneyen koyağı.
Oraya buraya toslar, yuvarlanarak şakacı dağ havası,
Çamların arasından dikine pırıldar aşağıya ve yiter bir ışın.
Yavaşça ivedilenir ve dilegelir neşeden titreyen Kaos,
Dinle sevdiğim, bu ayrılık saatidir.
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Devamını Oku
Dünya var olalı beri çirkin ve soğuk,
Erken içeceğimiz bir ilaç gibi.
Tadı dudaklarımızda acımsı, buruk.
Bu saatte gözyaşları, yeminler,
Boş bir tesellidir inandığımız.
Bu havada bu kadar uzun şiirde okurmu şimdi. Sayın kurul artık yaz tarifesine geçsek olmazmı.
Hâşâ Rabbimizi baba yerine koyan akıla bir misal vereyim onların anlamaları için kendinize acımıyorsanız çocuklarınıza acıyın dünyanın en yetenekli insanı yapıla bilecek en güzel sanatını yapsa mesela robot vs olabilir dese ki ben bununla evleneceğim nikâhımı kıyın bu adama akıllı olmasına rağmen deli derler hiç duyulmuş mu yaptığı esere bu benim oğlum diyen ki Allah yarattığını eş tutsun böyle bir şey yok biliyoruz ki aynı Yaradan’a inanıyoruz siz yanlış tanıyorsunuz tercih sizin benden hatırlatmak seçici kurula da teşekkürler bu meselelerin konuşulmasına vesile oldukları için
**Alman şair Johann Christian Friedrich Hölderlin, 20 Mart 1770'te Laffen'de doğdu, 7 Haziran 1834'te Tübingen'de öldü. Küçük yaşlarda babasını, büyükbabasını ve kardeşlerini yitirdi, bu ölümler Hölderlin'i çok etkiledi. Tübingen Manastırı'nda dinbilim, Jena Üniversitesi'nde öğrenim gördü. Hölderlin'in şiirlerini Schiller, Goethe'ye gösterdi, Goethe beğenmeyince müthiş bir düş kırıklığı yaşadı. Özel ders vererek yaşamını kazandı. Bordeaux'a gittiğinde sevdiği kadının öldüğü öğrenince ruhsal bozukluklar yaşamaya başladı. Stuttgart dönüşünde hükümet doktoru saldırganlık belirtileri saptadığından zorla Tübingen'e gönderdi. Çıldırdığı kesinleşince, yaşamının kalanını Neckar ırmağı kıyısında, gözetimine verildiği bir marangoz ailesinin evindeki kulede geçirdi. Tanrı'nın, doğanın ve insanın bir sayıldığı zamanlara geri dönmeyi istemiş, şairin Tanrı ile insanlar arasında bir köprü niteliği taşıdığına inanmıştır.**
-adam delirdi dediler tıktılar tımarhaneye ve orada öldü
-Goethe ye şiirlerini gösterdi ve beğinilmedi o zamanlar ve bir çok değer gibi öldükten sonra değerlendi Şimdi de Alman edebiyatının degerleri arasında yerini aldı.
Şairin cennet yurdunu arıyor olsa bile iyi niyetli olsa ters yünde gittiğini görüyoruz cennetin ters yünü cehennemdir hıristiyanlar hırsızlık etmektedir Hazreti Allah’ın zatı sıfatından rabbimizin eşi benzeri yoktur bunu kur’an ı kerimin sonun da ihlâs suresin de beyan etmiştir Allah’ımızı bu sure en güzel tarif etmektedir bu sereyi herkes okusun derim işim çıktı görüşmek üzere
Adeta doğa ile içiçe.Hoş şiirdi.Saygılarımla.
anlamlı güzel özüne dönme doğduğu yeri özleme takdir etme güzellikleri göre bilme adına güzel şiir.
anlamlı güzel özüne dönme doğduğu yeri özleme takdir etme güzellikleri göre bilme adına güzel şiir.
of ne deli şiir bu böyle...hangi deli koydu ki bu deliliği buraya!!!
'insan tanrının parçasıdır' diyen gavurun oğluna bizimkilerde (kurul) 'ne güzel tabir bu böyle' demişlerdir büyük ihtimal... eee yoksa bu şiirin ne işi olurdu ki burada.. pes!!!
Günlerin hepsine en güzel demez,
Dostları tarafından sevildiği ve gençken
Hiçbir lütfun esirgenmediği
O mutlu zamanların özlemini çeken.
F. Hölderlin
Ç. Ahmet Cemal
barış ve güzellik adına güzel dilekler ama gam tasa her vakit kapısını çalar mutluluğun hangi insan hangi ulus barış istemez doğan güneşte ısınmak istemez lakin kara bulutlar gölgeler çiçekler bir türlü mutlu esintiye erişemez. yinede umut hep içimizde. umutsuzluk peşimizde hayata tutunuruz son can damarımıza kadar zira insan oğlu hür doğar mutlulk bahçesine dünyada hakkı olanı doyasıya yaşanak ister güneşi batmdan. güzel şiir sürükledi beni.
Bu şiir ile ilgili 10 tane yorum bulunmakta