Bu sevdanın deli sularından çatlasa da sarnıçlarım, bozulsa da yapılarım, sularını emecek suskun sessizliğim.
Ekmeğimden düşürdüğüm lokmaları serçeler kapar, fırtınalar azdırır denizlerimi ve içimde bir yunus ağlar.
Ruhumun talanlarında teninin yanıklarını görür, sarhoş kelimelerim başını döndürmesin diye kendi kanatlarımı okşarım
Sözlerinin kilometrelerinde ben yiter, teşekkür çiçeklerinin bahçelerinde sallanır, yalnız seninle tamlanırım.
Sevda kağnılarımın geçtiği tarlalarımda arpa boyu yol almıştım. Çift başlı bir aşk oyununda bir ben sahne almış, bir ben kendimi alkışlamıştım. Dağlarımın engebeli yollarında kendi sürüme çoban, kendi ağılımda acılarımı sağmıştım. Sensizlik pazarlarında aşkıma çığırtkan, yalnız kendi dünyamdaki şarkılara bezirgan olmuştum.
Nefesten yumuşak yağan bu yağmur...
Bu yağmur... bu yağmur... bir gün dinince.
Aynalar yüzümü tanımaz olur.
Bu yağmur kanımı boğan bir iplik




Oysa ki, yunus gözlerinde martılar uçuşur, dudağının kenarından çaldığım panzehir tuzlarla derdime dermanlar yaratır, seni sevmelerin ülkesinde ben çılgın bir müzikle demlenirim.
Tebrikler.
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta