Bu sevdanın deli sularından çatlasa da sarnıçlarım, bozulsa da yapılarım, sularını emecek suskun sessizliğim.
Ekmeğimden düşürdüğüm lokmaları serçeler kapar, fırtınalar azdırır denizlerimi ve içimde bir yunus ağlar.
Ruhumun talanlarında teninin yanıklarını görür, sarhoş kelimelerim başını döndürmesin diye kendi kanatlarımı okşarım
Sözlerinin kilometrelerinde ben yiter, teşekkür çiçeklerinin bahçelerinde sallanır, yalnız seninle tamlanırım.
Sevda kağnılarımın geçtiği tarlalarımda arpa boyu yol almıştım. Çift başlı bir aşk oyununda bir ben sahne almış, bir ben kendimi alkışlamıştım. Dağlarımın engebeli yollarında kendi sürüme çoban, kendi ağılımda acılarımı sağmıştım. Sensizlik pazarlarında aşkıma çığırtkan, yalnız kendi dünyamdaki şarkılara bezirgan olmuştum.
Saati mi şaşırdı bu hıyar?
Gerçi hiç saati olmadı ama
En azından birine sorar.
Cebimde bir lira desen yok,