Ben bilinmez bir diyardan düştüm manaya
Kuş tüyünden düşen harfle uyandırıldım,
Bir hüzünle kırdım kabuğumu,
Çeşm-i yaş oldu can suyum.
Ben seni ilk gördüğümde değil,
Yunus’ un kalemine sır düştüğünde sevdim.
Adını, nakış gibi işledim ruhumun
Yokluk defterine.
İsmimden önce senin nurunda yoğruldum,
Ben henüz kendimi bilmeden bildim seni.
Ne vakit bana baksan,
Göğsümde bin semâvî kuş kanat çırpar,
Rüzgâr nergis olur, mis kokar,
Cemre toprağa kavuşur.
Gözlerin…
Bir çift Kevser pınarı ki,
İçtikçe sen olurum,
İçtikçe biz oluruz.
Ey varlığı sebebimi asırlara taşıyan yâr,
Sen gönlüme düşmedin!
Ben senin içine gizlenmiş
Tek bir duayla doğaya serpildim.
Ben sabırla aşkın kudretini beklerken,
Bana aşkın kendisi olan ’sen’ geldin.
Ne arif tam anlar seni,
Ne mecaz taşır adını.
Zira senin her tebessümün,
Bir seherin kapısını aralar.
Yüzüm sana dönük her an,
Gönlümün tam orta yerinde
Tüm âlem yanar da
Ateşin adı ’sen’ olur.
Ben seni can ile değil,
Sarmaşığın öykünüşüyle tarif ederim.
Sen olmasaydın,
Anlama nasıl sarılırdı kalbim?
Ey aşkın nur yüzü yâr,
Senin bir saç telinle bin devran döner,
Senin bir sözünle evren susar.
Ben seni,
Aynada kendime bakarken değil,
Aynaya seni yansıttığımda gördüm.
Adım, sen seslenirsen duyulur, öğrenilir.
Suretim, sen bakarsan aydınlanır.
Ey varlıkta yokluğum, yoklukta vuslatım...
Seninle ben olmadım;
Ben sende oldum,
Ben sende kayboldum.
Şimdi kim sorsa adımı,
’Onun gönlünde bir ’sadık’ derim.
Zira ben artık, bir "ben" değilim,
Senin duandan kabule ermiş,
Pir-ü pak hâlden ibaretim.
Kayıt Tarihi : 23.5.2025 23:17:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!