Ah gönlüm ah
Gelmesin diye pişmanlıklar
Dağ demedin
Ovaymış gibi geçtin
Geç kalmadın
Vaktinde yetiştin
Aşk hancı olmuş,
Yüreğimi ağırlar.
Şarabını içirir,
Sonra yumuşacık yatak...
Mışıl mışıl uyku
Ve sahneye çıkan hayaller,
Anlatamadım
Buğulu camları, hayata bakan camları.
Ayaklar yere değer, mantık kovalar.
Her şey mantık kanatlarını açana kadar,
Her şey mantık uçana kadar.
Göğüs kafesimde bir bülbül, papatyalar dikiyor.
Cennet bahçesi kara kutumda, içi gökkuşağı.
Öksüz sesler, demir parmaklıklar ardında.
Tutsağım, tutsağız; sanki bir ödül, sağır duygular.
Gidesim var, bir bavulla, bavulda ben
Eksiksiz, sessizce ve ansızın.
Bir balonla, balonda çocukluğum.
Boşluğun sırtında, uçarak, yok olarak
Gidesim var, kaybolasım var.
Sabrımın surları yıkılmıştı, savunmasız andaydım.
İnsandan duvarlar üzerime yıkılmıştı, enkaz altındaydım.
Ve ben çaresizdim çarelerin içinde.
Ve ben yalnızdım şehrin en işlek caddesinde.
Ve ben rotasız bir gemiydim, duygularım kaptandı,
Karışık bir adamdı, ten rengi hasretti.
İçimde bir ürperti, kulağımda tik tak
Derin düşünceler, kafatasımda hafif çatlak
Zaman koşulsuz alıcı, hep kazanan tüccar...
Varlığımda yokluk var, kaybedilen harp var.
Meydanda karanlık adamlar, zamanın kir pası.
İsyanlar öfkenin bayrağında, var olurken var olana.
Bariyerlerin önünde arbede, arkasında vicdan polisi..
Omuzdaş fikirler arasında kan, dışarıda kan...
Bir yaşamanın doğmakla savaşı,
Var olmakla ölümün savaşı, ölüm doğumdan.
Söylesene zaman, yaramın kabuğu nerde?
Kaç adım uzaklıkta dermanın bana?
Bir insanda mı yoksa sende mi?
Söyle, kimde saklanır bana şifa olan eller?
Söylesene zaman, yaşama hevesim nerde?
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!