İlk kaçan kuşlar oldu benden
daha haberleri yoktu
dağın arka yüzünün bana ait olduğundan
Ağaçlar kalakaldı
Yaban atları dört ayak üstünde peran peran
ürktüler üstlerine düşen gölgemden
Keltepe
Keltepede eski bir türkü söylenir
Çolak çekirgenin dizeleri kurulur arpa üstüne
Keltepenin yoğun kıraçlığı var
Otları tüm eski çekirgelerin
Vaktin bilmediğim en uzak uçlarından
Çağırır beni hüzne bulanmış bir ses
Hasret bırakılmış hafızama
Bir rıhtım kargaşası dolar ansızın
Ve rıhtımdan ayrılır herkes
Çekip götürdüler zamanı gördün
Yönün nereye dönük
Kimi güldürecek ilk adımın
Duydun ki alıp gitmişler zamanı
Gel işte –adını bilmiyorum-
Baba yükün mihnetin taşır dağa
Dağdan düşürür kumlara katar seni
Ana atar atar atar
Ana yar başında tutar seni
çırpınır en derinimde bir duygu
gün yüzü görmemiş
ıslak bir bağırda sarmalanmışım
yada çaputlarım esritiyor canımı
belki de ben yeni dayak yemiş bir ananın kucağındayım
babam
Yol boyu gizlice ağlardın / bütün hanlarda aynı türkü
Sazlıkta tozlu yolda dağ yellerinde / izlerini sürerken hüznün
Oysa daha sen yokken bu dünyada / kıvılcımlardan ateş alan
Bir kuru ot yığınıydı sevda / zemheriye devredilmiş ağustostan
Çoktan elenmişti ortalığa korlar / bütün hanlara uğrardın
Kervanlar menziller ufuklar / yıldızların uzağında bir burçtan
Muamma ustadan kalan her şey
Ardından baka kaldı hayat / ölümün gerçek adı
İksir temelli bir giz / usta yaşamıyor sureta
O hiç ölmedi / olup bitenler olmadı hiç
Hala tütüyor buhurdan / ocak küllenmemiş adeta
Terkipler bir sır bulgular belirsiz
paslı demir sırtladım batık bir gemiden
simyaya doğru ilk yolculuk
taşı toprağı altın
azığım hala belimde durur
kavrulmuş hırstan tamahtan
zerresini bir it yese kudurur
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!