Yunus' Ki Sütdişleriyle Türkçenin...

Cemal Süreya
151

ŞİİR


2019

TAKİPÇİ

Yunus' Ki Sütdişleriyle Türkçenin...

Yunus ki sütdişleriyle Türkçenin
Ne güzel biçmişti gök ekinini,
Düşman müşman girmeden araya
Dolanıp bütün yukarı illeri
Toz duman içinde yollar boyunca
Canından sızdırmıştı şiiri;
Vasf-ı Hal'inde öyle esrikti
Acı dirliği Aşık PAşa'nın,
Günlük gibi havayı doldururdu.
Sevginin ve kimyanın öğretisi;
Bursa 'da otlar ağaçlar arasında
kim yazdı günün aydınlığın
O diri o insan yüzlü beratını
Başka kim yazdı Emir Sultan 'dan
Ve bakalım Balım Sultan Urum Abdallarından
Baba dostlarıyla kadınlarla
Birtakım ilişkilerden sıyrılarak
Çıkarak karıkocalığın dükkanından
Tuttu aynasında Kızıl Deli'yi;
Yağmur altında sicim gibi
Parasını serperken havuzlara
Aşık Garip unutmuştu kendini
Aklını fikrini takıp Mecnun'a,
Oralarda sevgili bir küfür gibi
Son yükselişigibi bir sesin
Demirin taşın yergisiyle dolu
O çimenleri yeşerten nârâ
O dalga dalga yayılan
Anamın içi gib ovalara,
Ve indi mi birden bire inen
SImsıca
..........
..........

Cemal Süreya
Kayıt Tarihi : 31.10.2002 11:25:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Sude Son
    Sude Son

    YUNUS Kİ SÜTDİŞLERİYLE TÜRKÇENİN

    Yunus ki sütdişleriyle Türkçenin
    Ne güzel biçmişti gök ekinini,
    Düşman müşman girmeden araya
    Dolanıp bütün yukarı illeri
    Toz duman içinde yollar boyunca
    Canından sızdırmıştı şiiri;
    Vasf-ı Hal'inde öyle esrikti
    Acı dirliği Aşık PAşa'nın,
    Günlük gibi havayı doldururdu.
    Sevginin ve kimyanın öğretisi;
    Bursa 'da otlar ağaçlar arasında
    kim yazdı günün aydınlığın
    O diri o insan yüzlü beratını
    Başka kim yazdı Emir Sultan 'dan
    Ve bakalım Balım Sultan Urum Abdallarından
    Baba dostlarıyla kadınlarla
    Birtakım ilişkilerden sıyrılarak
    Çıkarak karıkocalığın dükkanından
    Tuttu aynasında Kızıl Deli'yi;
    Yağmur altında sicim gibi
    Parasını serperken havuzlara
    Aşık Garip unutmuştu kendini
    Aklını fikrini takıp Mecnun'a,
    Oralarda sevgili bir küfür gibi
    Son yükselişigibi bir sesin
    Demirin taşın yergisiyle dolu
    O çimenleri yeşerten nârâ
    O dalga dalga yayılan
    Anamın içi gib ovalara,
    Ve indi mi birden bire inen
    SImsıcak bir şafak gibi dağlara,
    Sütbeyaz Ayvaz Kankırmızı Köroğlu;
    Sen ki şu kısacık hayatında
    Sevdin ve yaşadın kelimeleri
    Bir gün bile düşürmedin kalbinden
    Yarana bastığın büyülü deyimi
    Niye mi koşarsın böyle ufka doğru
    Pir Sultan mı ısmarladı seni
    Kızılırmaktan öte Sivas'a doğru
    Yeryüzü gökyüzü ve sabah vakti
    Bilece uçarsınız hastanız ulu
    Alnında göğsünde parmak uçlarında
    Kan pıhtısının ısrarlı bakışı
    Siyaset meydanı hıncahınç dolu,
    Ustamın gözlerindeki son damla mavi
    Takılıp kalmış kirpiklerine,
    Perçemi uysalca dolanmış darağacına, ;
    Uzakta kavaklar kuşku sorulu
    Bir tambur dehşeti sazında
    Hazırlar kaderini Kadı Burhanettin'in
    Olsa da bir gün Sivas 'a sultan
    Fışkıracaktır kanı bir tuyuğ gibi
    Azeri ağzıyla koçlara devran
    Bir tuyuğ gibi elemsiz bir fıskıye gibi
    Başı omuzundan kaydığı zaman;
    Sen ki gözlerinle görmüştün 57'de
    Babanın parçalanmış beynini
    Kağıt bir paketle koydular mezara
    İstesen belki elleyebilirdin de
    Ama ağlamak haramdı sana
    O günler istesende istemesen de
    Boğazında buruldu kaldı Türkçe
    Mevsimlerin tülüne sarılı halde
    Yıllarca dinlendirdin acını
    Utandın ondan korktun bir bakıma
    Sakladın geleninden gideninden;
    Ve sen daha nice raslantılarla
    Nice suçsuzun başında bulundun ki
    Göğe urmak ister gözbebekleri
    Nice şair nice duyarlık elçisi
    Zehir Kazak zıkkım Gedayi
    Bir buğday yüzlü zülfü doşaşığın
    Özlemiyle karmış doğanın buyruğunu
    Kütüğü nakıştan beter olmuş
    Nar çiçeği Karacaoğlan: ;
    Yaz kış yapraklı Dertli Boran;
    Ezilmişin tutanakçısı Kabasakal;
    Dördüncü Murad'ın çılgınlığıyla
    Yeniçeri bedeninenişanlar vuran
    Seyrek asker Kayıkçı Kul Mustafa;
    İşgal acılarından mavi bir lirizm çıkaran
    Maliyeci şairlerin ilki Bayburt'lu Zihni;
    Ve sürgün şairlerin ne ilki ne de sonuncusu
    Yiğit ve açık Türkmen: Dadaloğlu;
    Kamu kuşların yedi bin yıl
    Tam bir danişmendlik içre uçtuğu
    Ve gülün tek bir solukta
    Köy köy dağılıp kahverengide
    Kent kent kırmızıda toplandığı Gülşehri;
    Kim bu Gülşehri öksüz Emrah kim?
    Şems Banu ne olacak Kişverkişan nere kalesi?
    YA ulu Camiin ünlü romancısı
    Yalvaçlara kimlik kağıdı dağıtan
    Çekidüzeni unutulmaz Süleyman Çelebi?
    Sen işte bunlarla bildin Türkçeyi
    Bunlarla
    Gelen giden obayı sevdi.

    CEMAL SÜREYA


    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (1)

Cemal Süreya