YUNUS GİBİ
( Ete, kemiğe büründüm, Yunus diye göründüm.)
Ruh olmazsa neye yarar iskelet?
Can bedenden çıkınca, o sadece bir ceset.
Can, vücut kafesinde bize emanet,
Ben Dünya'lı değilim, burası gurbet.
Dönülmez akşamın ufkundayız.Vakit çok geç;
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Devamını Oku
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
"Ete kemiğe büründüm Yunus diye göründüm" sözü sizin yorumladığınız manada söylenmiş masum bir söz değildir Haldun bey kardeşim. O "Vahdet-ül vücutçuluk denilen sapık bir tarikatın ilahlık iddialarını özetleyen münkirane ve müşrikane bir sözdür. Günümüz de bunu halen söyleyen sapık tarikatçılar mevcut. Örneğin aynı sözü Cübbeli Ahmet kendi şeyhi Mahmut Osman Ustaoğlu için uyarlamıştır. Onlara göre kainatta-görünen görünmeyen- ne varsa hepsi -haşa, sümme haşa- Allah ve onun uzuvlarıdır cüzleridir. Dolayısıyla da insan onların tarikatlerindeki Fenafillah ve beka billah makamlarına seyr-ü süluk ile çıkarak Allah'laşır ve cüzlerden birisiyken onunla birleşerek -haşa- tevhidi gerçekleştirir. İşte bu tabir böylesine dehşetli bir sapıklığın vecizleştirilmiş bir dillendirimesidir.
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta