yağan yağmur, esen rüzgar, kışa sor,
pencerede ağlayarak yola bakan kıza sor.
mevsimleri yaprak, yaprak koparan,
gözlerini elleriyle silenlere sor beni.
çıkınında ekmek diye taş taşıyan er e sor,
yalın ayak, çırıl çıplak çölde gezen ona sor.
bir görüşte varlığından soyunarak çıldıran,
gözyaşından elbiseyi giyenlere sor beni.
dudağında hep ismini zikreden,
gece gündüz duvarlara her derdini anlatan,
göz yaşını katık yapıp yiyen o,
leyla diye çöllerde yana mecnuna sor beni.
ağlayarak eşiklerde yatana,
varlığını ALLAHIN a adayana,
gözlerdeki ışığını ağlayarak kaybedene,
hacı Bektaş, Mevlana ya, yunus emre ye sor beni.
Kayıt Tarihi : 10.5.2013 00:21:00
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
![Yıldız](/Content/img/y_0.png)
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
![Atilla Durukan](https://www.antoloji.com/i/siir/2013/05/10/yunus-emreye-sor-beni.jpg)
begeni ile okudum
Kerem yellerle tozmuş Aslı'ya dürümsüzmüş
Bektaş ile Mevlana, müridlerin dilinde
Molla Kasım ziyanı, Yunus'da hükümsüzmüş.
Arkadaşım yüzlerce yıl önceki Yunus Emre'ye nasıl soralım... mahallenizdeki Yunus Emre'ler kasdediyorsanız onuda ben tanımıyorum...)))
Emre
TÜM YORUMLAR (4)