gir kalbime
bütün diyarlarını dolaş
bahçelerinden güller der
falına bak papatyaların
çimenlerine uzan yorulduğunda
yüzünü yıka
devrik bedeninde inkırazlar var
yılgın dudağında mor kirazlar var
halinde dünyaya itirazlar var
zaman seni yormuş hayat kadını
batakta kocayan çam oluvermek
visale ermeden
bu cesedimi
gizlice kaçırır
hırçın adımlar
ışıkları sönmüş
yine bu şehrin
bir gözünde;
Edirne'de yalınayaklı bir çocuğun
eline tutuşturulan
katıksız ekmeğin
ısırıldığında yere düşen kırıntısının
pusuda bekleyen karıncaya
bazen
eski nağmelere takılır kulağım
söyleyenini bilmediğim
elbette bir söyleyeni olan
nihavend şarkılar dinlerim
içli içli
senin bir bakışın
içimde ağlayan
tüm çocukların sesini keser
ellerin ellerimi
kucakladığında
gönlümde külhanbeyi bir sevda eser
ağlama
yanaklarını yalnız
yağmur ıslatsın
kendini paralamış
görmeyim seni
ban fakir Anadolu'yum
ben hakir Anadolu'yum
zevk-u sefayı bilmem hiç
yüz bin çeşit dert doluyum
gündüzün yemyeşil Bursa
aşkın gerçek rengini sordular bana
bildiğim bütün renkler fikrimden geçti
sevimsiz göründüler bir teki hariç
gönlüm hemencecik ebruliyi seçti
sebebi çok idi bu doğru tercihin
utanma ellerini uzat elime
gözlerimiz sırılsıklam bakışsın
kapılıver sen de arzu yelime
bedenimiz birbirine alışsın
değmesin sevgimize değmesin 'eller'
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!