Şu deli gönül, ne zaman dinecek ey Yunus gönüllüm
Hak mıdır gönlüne çektirdiğin bu zulüm
Depreşme artık hayat ile, kabul et yenildin
Bu gönle sen ne de çok çile çektirdin
geç yağdınız yağmurlar
artık ne dertlerime umut olabilirsiniz
ne de solan benliği canlandırabilirsiniz
geç yağdınız yağmurlar
yaprak yere düştü
dal büküldü
hüzün saatine denk geldi yüreğim
harabeler başkentine selam olsun
her umut bir keşkenin ardına erteleniyor
beni hüzne sevk eden sevgiliye selam olsun
topraktan işlemeli gümüş bez aşınmış
ey şu Kaf Dağının ardına gizlenen gönlüm
düş gel artık ovalara, dolaşma o dağ yamaçlarında
üşürsün, bürünürsün yalnızlığa da
bulamazsın bir çare gönül kapılarında
bir dinlen, nefes al, sığ sulardan başla
çıkışı vardır bu yamacın, inişi asla ve kat’a
suskunum
tüm sözlere karşı
tüm ithamlara rağmen suskunum
susmak nedir bilir misiniz siz
konuşacak hiçbir şeyin olmaması
yalnızlar sokağında bir adam
derin yaralarda gizli
en derinde bir burukluk
ve en derinde bir yılgınlık gizli
ve bir ses diyor ki
yalnızlık şaire yakışır
geçmişe dair her şey bir gün yakılır
ve insan nedense hep sona kalırmış bu hayatta
anladım
zor oldu ama
kavradım
yıllar geçmişti aradan
ben hüzünlü bir şehirdeydim
yağmur yağıyordu
ben ıslanmıyordum
yağmur, ilaç değildi artık ruhuma
(I)
zaman diye hitap edilen vefasız, ne de tez geçti
hala yüreğimdeki çocukluk hevesleri bitmedi
ömür denilen yalancı dost, ne de tez terk etti
ne yazık ki ayrılık acısı daha sona ermedi
yaşam, elimden bir avuç kum tanesi gibi aktı
geç kalmışlığım vuruyor aynalara
ne zamandan beridir kuşanıyorum yalnızlığı
bir örtü değil artık, bir miğfer
kaskatı bir beden giymişim
savrulan yargılardan sıkılmış
göğsüme zırh gerdirmişim
ne merhem olur şimdi tomurcuklanan yarama
şiirler yazsam hisseder misiniz hissettiklerimi
mesela rüzgarın bana fısıldadıklarını anlayabilir
yağmurun her damlasına anlamlar yükleyebilir misiniz
anlayabilir misiniz bir yaprağın dalından kopmasını
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!