Sakarya Üniversitesi İnşaat mühendisliği öğrencisi
Susuzluğum dinemedi o vakit
Rutubetli duvarların arasında
Koktukça sararan menekşeler
Hasırlar serilmiş küçük umutlara
İnsanlar göçebe sevgiler beslemiş
Kahpe kayınların kabuklarına
Sana dokunduğum vakit,
şafak sökene kadar ağladım.
Güneşin hatrı üzerimde..
Hiç tam olmadı yarımlarım.
Misli misline sözlerin,
yaşam çemberi tokadının.
Kağıdımdır yüzün bir nokta bir kara
Baktım can pazarı dudağının kenarı
Her ölümü yazdırdın göğüs kafesime
Ne duyan var ne gören
Sen ne korkunç bir sevdasın bana
Anlatmak öldürmekten pek zor
Zor olanı seçtim ben şimdi sor!
İhtirasla düşlerime seni söyledim
Sevme ama gitme öylece dur
Dört duvarın yok ki dili yalnızlığımı sustursun
Gece çöksün üstüme sesin kasvetimi bastırsın
Sen bilirsin öldürmeyi yüzün cihanı gezdirsin
Dün oldu bugün bugün varır mı yarına
Gömleğimin cebine sığmazdın göğüsümü yırtdım
Sana benzedikçe insanlar dört mevsime koştum
Bıraksalar kopacak fırtınam yağmur olup gözlerimde
Ama ben sana bırakırlar diye adımı ne çok korktum
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!