idam sehpasına çıkmışım
cellat vurdu vuracak tekmeyi
vursa ne yazar vurmasa ne
burada sadece ölüm yatar
son isteğin ne diye sordular
istesem ne yazar istemesem ne
sen yoksun aslında
yokluğunla bitiyorum
sen yoksun aslında;
hep varmış gibi sana şiir yazıyorum
sen yoksun aslında hayalin bile nasıl bilemiyorum
bir gün çıkıp gelecek misin
Bizim aşkımız
saklambaç oyunu gibi…
Ben başımı yaslarken duvara
sen çoktan saklanmış olursun
ararım, ararım bulamam seni
içimde anlamını bile bilemediğim;
Gel kahvaltımızı birlikte
yapalım sevdiğim
Bal sipariş etme
Sen benim balımsın
Zeytine zaten gerek yok
karası gözlerin var senin
Geçip gidiyor zaman umursamasızca saniyeler dakikaları o ise
saatleri sonra günler aylar yıllar biri diğerini kovalıyor.
Bir saniye bile geriye gitmek istesen olanağı yok.
Sadece geride kalan hatıralar, bazen gülümseten
bazen hüzünlendiren çoğu zaman bir ah çektiren hatıralar.
Sonra beynimizin en derin yerinde keşkeler keşkelerİ kovalar.
Söyle;
İSTANBUL söyle;
sevdamı nereye sakladın?
Sultan Ahmet ' deki
ihtişam damı?
Ayasofya’daki mahzun
Nereden biliyorlar gittiğini
dün gece ayrılmıştık seninle oysa
beynim halen gittiğini algılamadan
nereden biliyorlar senin gittiğini
sabah güneş puslu doğdu
dışarı çıktım saç baş dağınık
Oysa ben senin resmini çizmek isterim
Gülünce baharları yaşatan
gülüşünü mesela
bakınca güneşi andıran
gözlerini çizmek isterdim.
Deli gibi dalgalanan denizi andıran
Gülüşün yar gülüşün
Her gülüşünde hayatı bağış layışın
Hayatı gülen gözlerinde yaşayışım
Durup durup seyredişim
Bakışın yar bakışın
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!