Sallanan sandalyem, ben, ve aykırı olan ne varsa
Dün sana geldik, bugün de geliriz
Zorunlu olmayan ne varsa sana çıkar
İlk adımda bir ikilik mevzubahis olur, heyhat!
En kıymetli yerinde kesilir sözüm,
Kelepçesini elime değil dilime vurur, hayat
Günaşırı bahaneler peşinde yürürüm
Yarına kalmasın uğraşlarım ve yarına kalışlarım
Uzun, meşakkatli bir yolda buldum kendimi
yaşamak ahu, yaşamak.
hülyalı, ve manalı bir oyundu...
ateşi tutan sen, yanan hep ben oldum.
Bu ne yoldur hayat…
Bir bileni bulamadım.
Kimseye, soramadım.
Burası orman, ve sorgulayanlara anlamsız gelecek, gelecek anlamsız. hep anlamsız.
ve sonrasına kalanlara hayat hep biraz öteye hep biraz itilmeye, kakılmaya, sürgüne. sürgüne. burası orman, ve aşıkları, haydutları, hırsızları,silahşörleri, oyuncuları,
burası orman, keskin bıçakları var bilenenlerin, keskin bıçakları var yaralayan, öldüren, süründüren, keskin sözleri sözleri var dilenenlerin, keskin sözleri var düşündüren, ağlatan, özleten ve hatırlatan geçmişi, geleceği, olası her şeyi,
burası orman, kaybetmiş gibi duranların meskeni. kaybedenler neyi kazandıklarını göremezler. savaş devam ettiği sürece, bir kaybeden olamaz söz konusu. savaşacağız, savaşacağız.
Bir elma, bir elma koparıldı dalından ve aynı boyun sızısına, aynı boyun sızısına mahkum edildim, yerinde duranlara, talihine razı olanlara inat. beyaz bir at ve sefahat.
Burası Orman!
Dön be dünya tekerine çomak sokan mı var
getir altını üstüne düzenin,
eğilmenin, bükülmenin bize ne faydası var
Yazmak zor bazen yaşamak kadar
İkinci satırda tutulup kalıyorum çoğu zaman
Beni tutan,
Ey gündüzümün ak yüzü, ve esir düşen karanlığına gecenin,
Ve kurtuluşa ulaşmanın bedelini ödeyen kadim hüznün yolcusu
Vazgeç, sakın ruhunu eski püskü ruhlardan,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!