Ben yörüngemi buldum sanmışım
Pervaneliğim... kanatlarımın yanışı...
Ah! Ne safmışım
Balık yaşamaz, derinler ki
Kartal konmaz, tepeler ki
Duruyordum
güneş çoktan batmıştı
ve ben sarhoşlar gibi
geceyi işaret parmağıma asmış
sırtıma atmıştım
birden sen geldin aklıma
dizlerimde izler
bütün çıplaklığıyla
ve eskiliğiyle
dün
geceydi
ve ben insanları izliyordum
Yeni dokunmuş eski desenli bir halının üzerinde
Pislikler yapışır topak topak pantolonuma
Biz eskiyi yad ederiz yeni biçimlerde
Doğ ey güneş doğ ısıt bizi bu yakışır sana
Kırık camları mescitler var yad olan eskilerde
Saruhan'a;
Ey sayısız boşluklara ve sonsuzluklara bir bir mermer gibi düşen, odalardan, adam!
Ve ey topal haliyle fersah fersah fazla koşan, kendinden ilerdekilerden, adam!
Niçin ağlarsın?
Bu kaldırım taşları insanlar oturup ağlasın diye değil.
Çünkü gece karanlık
Pencerem koyu siyah
Gözlerimin akı beyaz değil
Kan kırmızı
Ve gece karanlık
ey bana her gün bir sonraki durağın ne olduğunu hatırlatan kadın!
boynum ince ama dilim varmıyor
bu ellerimi deryalara daldırmıştım
nasıl boş çıkar aklım almıyor
ve ey yatanlar!
geyiklere ceylan severim demeyi
kim sevmez geyiklere ceylan demeyi
herşeylere birşeyler ve ceylana ceylan
ve ey ceylan sen hep pınar başında oyalan
Ay yarıldı, gök doğurdu
Yer yarıldı, toprak doğurdu
Bir müjde, bir muştu
Göğüsler yarıldı, bir umut doğdu
Bir umut göğe doğruldu
Karşındaki saçlarından dökülen bir adamdır.
O kırışmış ipek saçlarından;
Beni sana bağlayan, hayata bağlayan.
Bir kopmayla düşen,
Bir savruluşa kurban giden,
Bir adamım şimdi ben.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!