Yumurta Ve Öğretmen Şiiri - Ali Koç Eleg ...

Ali Koç Elegeçmez
875

ŞİİR


10

TAKİPÇİ

Yumurta Ve Öğretmen

2020 yılını uğurlamak üzere olduğumuz bu günlerde
yeni keşfettiğim , ancak bundan sonra "köy enstitüsü "
dendiğinde mutlaka anımsayacağım aşağıdaki öykü-
den söz edeceğim...
Öyküyü “Şiir Ekspresi” sitesinde okudum..Sitenin ku-
rucusu Batuhan Atak..Öykü, yaşanmış bir olay..
Öyküye geçmeden önce, o yıllara ait kendi gözlemle-
rimden söz etmeden geçemeyeceğim
1950 li yıllar….köy enstitülerinin kuruluşunun onun-
cu , II.Dünya Savaşı’nın sonlanmasının beşinci yılı...
Her taraf toz-duman..yokluk-kıtlık içinde.. Çoluk-
çocuk, herkes eve ekmek götürme derdinde...Köyler-
de ana-baba ,dede-nine, çoluk-çocuk, tüm oranda tar-
lalarda çalışmak zorunda…Kasaba ve şehirlerde ise ;
kimi su, kimi gazete, kimi ciklet, kimi simit-kurabiye,
limonata, boza satmakta..Kimi de kurulu bir tezgâha
çırak olup, zamanla kalfalığa terfi etmeyi beklemekte.
Tüm kazançlar sofraya ekmek-çorba koymak için.Bu
yıllarda çocukların cebinde kağıt para değil , bozuk
para bile bulunmamakta...İlkokul öğrencilerinin ce-
binde kırık-dökük bir kurşun kalem bulunabilir ama
her çocuğun silgisi , boya kalemi olmaz..Çünkü ce-
binde onu alacak para bulunmaz...0 günün Türkiye’-
si bu durumda..
Örneğin; ilkokul dördüncü sınıfta , dönem sonunda ,
karne notları iyi olanlara , içinde beş tane kuru bo-
ya kalemi bulunan boya kalemi kutusu hediye edil-
diğinde yaşadığım sevinci unutamam…..Çünkü ilk
kez boya kalemim olmuştu…Hem de köyde değil, eko-
nomik durumu iyi olduğu bilinen Keşan ilçesinde ya-
şadım bunu....
Bir başka anım:1960 yıllar...Edirne Erkek Öğretmen
0kulu’nda öğrenciyim..Babam birkaç yıl önce vefat
etmiş..Anamla ağabeyimin gönderdiği ayda yirmi
liranın en az yarısını biriktirip geri götürme derdin-
deyim..Masraf yapmamam lâzım...Çünkü evde beş
kardeşim daha var…Yazılı sınavdayız…Kolumu arka-
ya uzatıp, arkadaşın silgisini almak istedim.Arkadaş
elime vurarak ,“kendine silgi al” dedi ve silgiyi verme-
di….Elim ve yüreğim halâ acır !
İşte bu olayı yaşadığım yıllardan yaklaşık on yıl ka-
dar önce, Kastamonu’nun TAŞKÖPRÜ ilçesine bağlı
Boşnak Köy ve Arnavutlu adlarında iki orman köyün-
den Ali ve Kerim adlı iki ilkokul öğrencisi Kastamo-
nu ilinin Gölköy Köy Enstitüsü sınavlarına katılmak
üzere yaya olarak yola koyulurlar....Ancak ceplerinde
para yoktur…Sadece anası, Ali’ye küçük bir sepet
içinde on yumurta vermiş , bu yumurtaları satarak
kalem ve silgi almalarını söylemiştir…Kerim’de o da
yoktur...Yılanların, çıyanların kaynadığı , toz-toprak
içindeki engebeli yollardan, çalılar -dikenler içinden
geçerek yirmi kilometrelik bir yürüyüşten sonra kasa-
baya gelirler..Ali ,yumurtaları bir bakkala vererek,
karşılığında bir kurşun kalem ile bir silgi alır ve bun-
ları ikiye bölerek arkadaşı Kerim ile paylaşır….Ali ile
Kerim sınava girerler..Ama o ne? İkinci gün de sınav
olduğunu öğrenirler..Kasabada bir gün daha kalmala-
rı gerekmektedir..Kara kara düşünmeye ve kasabada
serseri mayın gibi dolaşmaya başlarlar ..Geceyi bir
duvarın dibinde geçirmeye karar verirler..
Ama onların halinden anlayan hayırsever bir kadın,
bu küçük delikanlıları , o gece, iki Tanrı misafiri ola-
rak evinde konuk eder..Ertesi gün Ali ile Kerim sınava
girerler..N’olur biliyor musunuz ? Ali ile Kerim Kasta-
monu /Gölköy Köy Enstitüsü’nü kazanırlar...ve sonra
otuzar yıl öğretmenlik yaparak her meslekten çok sayı-
da adam yetiştirmenin mutluluğunu yaşarlar…
İşte bu öğretmenlerden Kerim Öğretmen , zaman için-
de, arkadaşı Ali öğretmenin evine her uğradığında ,
Ali öğretmenin oğlu Zafer’e sorular sorar.. Aldığı doğ-
ru ve zekice cevaplar karşılığında Zafer’e sevgi dolu
bir ”Aferin” hediye eder..Ancak bir gün Kerim öğret-
men, Zafer’e sorduğu sorunun yanıtını alamayınca :
“Babana sor!..Baban bu sorunun cevabını sana söyler!”
der….
Zafer’in cevaplayamadığı soru şudur. :“ON YUMUR-
TA KAÇ ÖĞRETMEN EDER ?”
Böylece o günün küçük Zafer’i, babasının yaşadığı bu
güzel öyküyü bizlerle paylaşarak bu günlere aktarmış
ve on yumurtanın kaç öğretmen ettiğini bizlere de öğret-
miş olur..Sadece bunu paylaşmakla kalmaz ,babasının
şu çarpıcı Atatürk Cumhuriyeti tanımını da paylaşır
bizlerle :..“Köyden on yumurta ile çıkan iki çocuğun öğ-
retmen, subay, mühendis, milletvekili ,hatta cumhur-
başkanı olabildiği yönetime CUMHURİYET denir..”
Kendisine çok teşekkürler….ve gönül dolusu selamlar….
2021 yılnının hepimize, sağlık, mutluluk, sevgi dolu, sağ-
duyulu günler getirmesini ve Atatürk Cumhuriyeti’nin
bireyi olmanın gururunu yaşatmasını isterim....
Saygı ile..sevgi ile......

Ali Koç Elegeçmez
Kayıt Tarihi : 24.12.2020 10:42:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Hikayesi:


"On yumurta kaç öğretmen eder? adıyla yayınla- dığım bu yazının aynı adla yayımlanmış birden çok örneğini gördüm..Adını değiştirerek yayımlıyorum..

Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Ali Koç Elegeçmez