Yüklüğün Altındaki Sandıktaki Bohça

Gittiniz kaçar gibi acından kim öldüyse
Eğer memleketiniz doyduğunuz yer ise
Köyde kalan analar karaları bağlasın
Bize kimseler yanmaz dede ruhun ağlasın
Hadi mazur görelim ekmek için kavganı
Madem gidecek idin götüreydin sevdanı
Altında bir sevda var kaldırsam hangi taşı
Bu sebepten her pınar bir gelinin gözyaşı
Boşa haber bekleme uçan kuştan gelmezler
Bunlar memleket kuşu gurbeteli bilmezler
Yine mahzunluk çöktü depreşti anıların
Gözün uyku tutmadı kaçtı mı uykuların
Gel çıkart anıları başkaları açmadan
Yüklüğün altındaki sandıktaki bohçadan
Nerde o eski günler hatırla birer birer
Seni gördüklerine onlar da sevinirler

Mesela çık çayıra buzağı güt, bir şey yap
Bir dal kopar söğütten sipsi çıkar düdük yap
Folluktan yumurta kap, kulak asma naraya
Memet emmi kapalı doğru Arif ağaya
Gedüğün arka yüzü karacören yaylası
Haydi salak yanına oyna dikme kayası
Eline bir cibit kır gürgenlikten geçerken
Koyunları salalım kuzuları seçerken
Bin koyunun içinde anasını bilmesi
Sanki üçüncü bayram kuzu emüştümesi
Bu gün bayram ellehim kızlar da donanmışlar
Mani sesi geliyor taktalu mu kurmuşlar
Ellerimiz kevilsin buyacaksak buyalım
Aralık yol kıtır don merdivenle kayalım
Akşam gıdık atalım toplananlar ferfene
Gece hortlak olalım bürünelim kefene
Üşüdün açıktıysan hiç çekinme ne demek
Tezekten ateş yakak külüne gostil gömek
İstersen bir soluklan ayaktasın geleli
Ölmeden görelim mi Veysel Şeref Yükseli

Deştim he mi kardeşim kanadı yaraların
Topla dört ibiğinden uyusun anıların
Ya al götür yanında ya düşünme açmayı
Yüklüğün altındaki sandıktaki bohçayı
Yine gel, bayram da gel,şenlikte gel, göçüp gel
Bura dede toprağın ölür isen uçup gel.

M. ÖZTÜRK