-Vurgulanan ben miyim aşk mı?
Alın yazısı, alınlarımıza yazılmış hayatın alt yazılı filmidir.
Bu filmin senaryosu doğuştan önce yazılmış, ilk nefesle, son nefes arasında yaşadığımız her şeyin ruhsal dünyada kendini yer edinmesidir.
-Bu yazılanlar yaşayacaklarımızın gerçeğini verir, filmin tekrarı yok. Sahneler anlıktır. Senaryoda değişiklik olmaz; ama rolümüzü iyi oynarsak değişiklik öylece yaşanır. Yani boyun eğmeden, kendimizi tanımak, kendimizle barışarak gerçeğin iklimini yakalamak.
*Şimdi bu alın yazının yazılmamış cümlelerinde sen yüklem, ben özne.
-Yüklem olarak bana geldiğin günlerin yaşam ruhunu sordu yaşanırlık. Alın yazına değmişliğini sordu değerlilik. Sen bu yazgının değeri olarak işlendi sayısal, algısal, ruhsal, aşksal denklemlere.
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta