yuğgu sesi gök gürültüsünü andırırdı
birde saman torbası
kurumlu bacadan sarkıtılırdı
çocuklar yaramazlık yapmasın diye
“-farkııt, torbanı sarkıt”
……
“-bu o(ğ) lan durmayo-mızılayo”
diye şikayetler sıralanırdı
“-alayan çocuğu alağet”
ağlamayı yasaklarlardı
farkıtla çocukları korkuturlardı
mezarlık hatta;
ölen filancanın korkusu ve
“-Allah taş eder”in yerine
olmadık yalanlarla
“yalandan kim ölmüş” diye herhalde
olmadık korkular salarlardı
küçücük yüreklerimize
gece ayazında üşüyüp, donan karda
yaklaşan ayak sesleri
babam geliyor olmalı cığara kokusu, burnumuzda
aslında içmezdi ama
üstüne nasıl sinerdi
yaklaşır ayak sesleri
babam kahveden dönüyor olmalı
çünkü bizim Akköpek havlamadı
Koca Akköpek!
Üsüğün Mevlüt’den hiç hoşlanmazdı
taa evine kadar uğurlardı
“-eniğiken daşlamış” mı ne?
“-köpeeek seni daşların,
amma sabıyın hatırı var” dememiş
“şindi kim oş deyviceğse deyvisin”miş
“olmadı öte yandan gedsin”miş
“ben uslu uslu duran köpee ba(ğ) layan mı hinci
gecenin leylisinde geşsin deye Üsük Melidi”
Kayıt Tarihi : 5.10.2007 16:37:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)