Yukardan aşağı dizilmiş taşlar ,
Tüm ömrüm boyunca kemanin piyanoya sarıldığı gibi uyumla sarilabilecegim bir düş aradım kendime.
Aynı notanin aynı keskin virajinda kömürlü bir fotoğraf makinesinin kadrajinda kesismeliydi yolumuz.
Elinden tutacakken düş' ümün düşmemeliydim annemin dua dolu dilinden.
Doğduğum günden bu yana mora boyamaya çalıştığım bir gökyüzü,
Ve onun mavi inadı var,
Kuşlar ve yosunlarla hapsolduğum çokça bulutlu bu hücre evinde.
Bugün seviştim, yürüyüşe katıldım sonra
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
Devamını Oku
Yorgunum, bahar geldi, silah kullanmayı öğrenmeliyim bu yaz
Kitaplar birikiyor, saçlarım uzuyor, her yerde gümbür gümbür bir telâş
Gencim daha, dünyayı görmek istiyorum, öpüşmek ne güzel,
düşünmek ne güzel, bir gün mutlaka yeneceğiz!
Bir gün mutlaka yeneceğiz, ey eski zaman sarrafları! Ey kaz kafalılar! Ey sadrazam!
Insan en çok gidemediğinde yorulurmuş toprağım, evim.
Başı dizimde kedim.
Gidemediğim.
Ecel terim.
Ebedi dinlendiğim.
Merhaba değerli şair.
Hoş bir şiir dili. Sayfanıza uğramaktan mutlu oldum. Diğer şiirlerinizi de okumak isterdim. Diğer şiirlerinizde buluşmak dileğimle...
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta