Hangi mukaddesi kirlettim ki ben?
Zincirle bağlanmış köpekliyorum.
Ne yaşlı bedenim, nede ruhum şen,
Kendimi kendimle Kötekliyorum.
Dertlerim içimde, vuramam dışa,
Hazırlıksız girdim şu soğuk kışa,
Bütün emeklerim gitse de boşa,
Ağımı umutla petekliyorum.
Hazan sarıları düştü rengime,
Kimse alçaklıkta uymaz dengime,
Kârımız sel sebil, zarar kendime,
Dünyanın kahrını etekliyorum.
Henüz bulamadan gerekli rüştü,
Tek başıma kaldım, ordu üşüştü,
Âlemin kaygısı bana mı düştü,
Gereksizi bile gerekliyorum.
Sadakat kuşağı sarmam belime,
Merhemler sürerim kendi kelime
Ne zaman fırsatlar geçse elime,
Çıkarıma doğru itekliyorum.
Bela deyip düştük belalı yola,
Durup dinlenmedik, vermedik mola,
Dik durmak, yürümek, koşmak ne ola?
Yerlerde sürünüp emekliyorum.
Dertlerim doğurgan, devalar hadım,
Acılarla doldum, kalmadı dadım,
Çukura düştükçe attığım adım,
Kırığı, çıkığı şelekliyorum.
Diyor tut elimden, diyor ki elçek,
Benimki yalandır, onunki gerçek,
Kulağım müjdede, gözümde mercek,
Ne yapacak diye tünekliyorum.
Beynimde özür var, bakışım sakat,
Gücümü bitirdi, kalmadı takat,
Gerçekler gün gibi aşikâr fakat
Boşuna süsleyip benekliyorum.
Zalim nefsim nedir? Ağamı, bey mi?
Davul mu, zurna mı, tambur mu ney mi?
Benim şu yaptığım olacak şey mi?
Şeytanımı bile melekliyorum.
İhtiras, kıskançlık, kin ile nefret,
En kötüden beter kötü bir dehşet,
Hislerimde cinlik, gözümde vahşet,
İnsanlık yanımı şebeklemekteyim.
İyilerin atı dörtnala koşar,
Kalpleri kükremiş deryaya coşar,
Adam gibi adam insanca yaşar,
Ben kendi nefsimi eşekliyorum.
Her benlik; bir başka benliğe yaslı,
Hepsi cilalanmış, bir benim paslı,
Çektiğim çilenin esası, aslı,
Hâla aynı yerde inekliyorum.
Yayılıp gezdiğim bostanda bağda,
Yazıda yabanda, yaylada dağda,
Bir elim baldaysa diğeri yağda,
Yediğim otları börekliyorum.
Gerçek manasında kulluk tanımı,
Yükü ağır geldi, yaktı canımı,
Ocakta tavlayıp eğri yanımı,
Mihnet balyozuyla dölekliyorum.
Vermezse Mabut, verir mi abit,
Bu hüküm Kur-an da ayetle sabit,
Her yanımı sarmış melekût zabit,
Gönül hücresinde pinekliyorum.
Ne zaman suçluluk duygusu sarsa,
Suçsuzluk bulamaz kalbimi yarsa,
Ne kadar günahım, kusurum varsa,
Toplayıp önümde öbekliyorum.
Madde manalaştı, aklım taş oldu,
Başım ayaklarda, ayak baş oldu,
Can özümden akan kanlı yaş oldu,
Çukurlara dolup gölekliyorum.
Akıl işlek değil divanelerde,
Fikir dikiş tutmaz biganelerde,
Bize mesken olan viranelerde,
Yaralı ünüme ün ekliyorum…!
Bu gün kimliğimi ben bana sordum,
Vicdan hesabına çekildi ordum,
Beni bağışlayın sizleri yordum,
Kendimi zemmedip fişekliyorum.
13.02.2010....MUSTAFA YARALI
Mustafa YaralıKayıt Tarihi : 13.2.2010 17:51:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
TÜM YORUMLAR (1)