Romantizmin kıpırtılı dalgaları hoştur ta ki beklenmedik bir geminin sert dalgalarına rastlayana kadar... Bir can yeleği beklersiniz. Bitmeyecek gibi gözüken duygular bir anda yuttuğunuz tuzlu suyla karışır, kusarsınız... Gözleriniz dalar... Geçmişe yönelir, yaşayıp sonradan terkettiğiniz anıların ağırlığında ezilirsiniz... Şanslıysanız sizi beklemiştir... Ya şansınız tükenmişse...
Sana bu duyguları kırlardan toplamadım
Dağlarda sevgimin çiçekleri açtı
Ve bana ilk “Aşkım” dediğin gün
Verdiğin gül buketindeki kokular gibi
(Her ayrılığın sonu, hüznün şarkısını söyler. Yaşamış olduklarından bir türlü kopamazsın. Özlemin, başkaldırışındır, fırtınaya dönüşür tutkuların. İstenmeyen ayrılıklar hep böyle devam eder. Gün gelir, yağmur diner, sular durulur ve düşüncelerinden sıyrılırsın...
İşte senden ayrıldıktan sonra yüreğimden kopanlar. Sen hissedebilirmisin ki bunları... Anılar ağlanmıyor artık özleniyor... Günler hiç durmuyor ki... Ve bir gün kendimizi, ıssız bir denizin ortasında, geçmişin güzel günlerine bırakıyoruz... Mutlu ol emi...)
Seni uzakdoğu akşamlarından anımsıyorum
Gizemli bir duygu yansıyor müzikten
Bir Çin fahişesinin yaydığı kokuya tutsak yanını
Tam üç buçuk milyar yıl önce yaşam başladı
O zamanlar göktaşları yağdı dünyaya
Şimdilerde Acıya kırağı çalıyor...
Üç buçuk milyar yıldır sevgiyi yaşıyor dünya
Toprağın yağmur sevgisini
'Şimdi sevginin ıssız ormanlarında yolunu arayan bir tutsağım. Elimi tuttuğum her dal seninle kırılıyor. Sana ulaşamamanın yankısını yaşıyorum. Dağlara ulaşabilirsem belki aşarım.'
Sana bu üçüncü mektubumu aşkın zindanından yazıyorum.
İnsan gerçekten sevdiği zaman özlemin tadı daha başka oluyor. O an dünyayı bağışlasalar göremiyorsun…
Eski şiirlerimizde kuşluk vakti vardı
Horozlar öterdi vakitli vakitsiz
Sabah ezanıyla başlardı günler
Gusul abdesti buzlu suyla bile alınırdı
Kargalar öterdi durmadan tepemizde
Kız arkadaşımız olmazdı
Yaşam zamanı önüne katmış doludizgin geçiyor. Sürekli aynı güzellikleri yaşayamıyorsun. Duygunun doruğuna yaptığın ölümüne tırmanışta, karşına o çıkıyor. Yaşamı boyunca senin gibisine rastlamamıştır. Bunu bilerek, sevgini evren ötesindeki aşk gezegenine taşırsın. Onu çok sevmediğini, canından çok sevdiğini düşünürsün… Aslında şeytan üçgenini hesaplamadığın için yanılmışsındır. Ceylanın beyin yıkama eğitimi almış bir avcının erotik bataklığında saplanmıştır. Elini uzatırsın, gittikçe batar ve çaresizliğin hıçkırığını yudumlarsın… Yapacağın tek şey, şiir yazmaktır.
Korkunun dağlarında
Çobanlar türkü söyler
Sen umutsuzluğunun baharını yaşarken
Öfkem okyanuslardaki
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!