O bu gece uyuyamaz;
Anası peşi sıra bir tas su,
Sevdiği menidiline göz nurunu dökmüştür.
O bu gece uyuyamaz;
Seni nasıl sevsem bilmiyorum ki;
Gülleri sevdiğim gibi mi?
Ama onlar dalında güzel.,
Oysa sen, bende ol istiyorum her daim.
Seni nasıl sevsem bilmiyorum ki;
Ölüm dediğin nedir ki
En fazla şakakta bir kurşun izi
Devasa vuslata gebe;
Anlık ayrılıklar kadar ürkütmez beni,
Ölüm dediğin nedir ki
Sikeci vapurunda,
Püfür püfür rüzgar.
Altında, masmavi deniz,
Üstünde, pırıl pırıl gökyüzü.
Kolunda yar;
Hiçbir şeyden gocunmaya hakkın yok.
Yüzlerce kez söyledim,
Yemnin billah ettim,
Uçmayı bilmiyorum,
Kuşlara ben öğretmedim.
Hem size uçmayı öğretmek ne haddime.
Yitip gittim işte;
Zayi ilanım bile yok, hükümsüzlüğüme,
Olur ya; gayrı meşru kullanıp beni,
Başını derde sokarlar sevdiğim.
Ne olur;
Senli günlerimde ben,
Mutluluktan uçuyordum.
Ne sarhoş ediyordu mey,
Ne hüzün veriyordu ney.
Şimdi sen yoksun,
Kederim keder, mezem meze,
Ayrılık kadar uzun sürmez,
Vuslatım; Tez biter.
O ne buhranlı haldir ki;
Endişesi ayrılığın,
Vuslatımın sevincini defneder....
Senin gül fidanı ellerindi,
Çorak tenime ab-ı hayat.
Kurumuş göz pınarlarımda,
Sevinç çağlayışı.
Ve umut şelalesinden,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!