Yaşarken kıymeti pek bilinmez bizde insan evladının.
Ölünce evliya mertebesine ulaşanlar çok olur.
Abdalı ya da ermişi.
Yaşarken yarı aç, yarı tok yaşar da
Ölünce kurbanlıklar, adaklar, çelenkler sıralanır.
Bizde yaşarken pek kıymeti bilinmez insan evladının.
Bu sevgilidir kimi zaman,
Annedir cenneti ayakları altına serilen.
Kardeştir sırtımızı yasladığımız,
Bacı, evlat, ahbap.
Ölünce ardı sıra ne methiyeler düzülür
Türküler, kasideler, ağıtlar...
Kalkıp duysa mevta
O dahi efkarlanır.
Bizde yaşarken pek kıymeti bilinmez insan evladının.
Biz yazarların dahi hikayeleri yürek burkar.
Ölünce ne büyük insandı sendromu başlayıverir.
Bilge, kalem efendisi, ak sakallı...
Sağken dudak bükülür de
Mezara varınca apansız paha biçilemez bir cevhere dönüşüverir.
Şairler, ressamlar, bestekarlar
Velhasıl mürekkep yalayandan toz yutana
Bizim memlekette
Yaşarken pek kıymeti bilinmez insan evladının.
Ölünce her nedense pirim yapar.
İçindeki cevher paha biçilemez bir elmasa dönüşüverir.
Çiğneyip tükürdüğü sakız dahi gün gelir törenle müzeye kaldırılır.
Velhasıl bizde yaşarken pek kıymeti bilinmez insan evladının.
Sağlığında adını dahi anmayan yüreklerde anlamsız bir telaş.
Heykelini dikip selama durur yüce gönüllü zalim insancıklar.
Kayıt Tarihi : 27.3.2019 19:06:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!