zamanın ceplerinde acı kırıntıları
dalgınlığı ormanda kılıcını yitiren
kahramanların... bir ölü geliyor kente
nasıl da yorgun, nikbin... hanların
tahta masalarında
ahşap kupalar ve şarap tortuları...
belleği bilenen kırlar
mavi gelincikler seriyor
ufkun buğusuna..
sokaklar alüminyum grisi
bakır kızılı bir güneş camlarda
bahçelerin çağla yeşili suskun-
luğunda bir kuyu... menekşe moru
hüzünler uykuda. şeker pembesi
pamuk helvalarıyla bayram yerleri
salıncaklar çocukluğu.. tel dolap-
larda otlu peynir, sele zeytini
ve kekik: ölümü kuşanmış dirim
beden dili kutsanmş lanetlilerin.
kente giriş çıkış yasak... ölüm
bir haç boyunda çocuk ölülerin!
veba salgınında karantina dehlizleri
tutkuyu çizen pentür.. ömrün aykırı
aşk desenleri.
gövdesini tinsel bir ezginin
devinimi gibi sevdi.. aynalarda
çoğalan bedeni esrik yol havası
göçlerin. dil'inde o tümce
sözcük biçim değildir
görme ışığı şey'leri
yalın iklimi çıplaklığın.
enfiye kutularında pastel bir resim
gizli bir tarih. kıyısına varılan o
deniz özgürlük sanki!
Kayıt Tarihi : 17.9.2002 02:58:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!