Şu sırasız okullarda,
Sen yoruldun, ben yoruldum.
O kulvarda, bu kulvarda,
Sen yoruldun, ben yoruldum.
Yokuşlardan ine çıka,
Kâh sevinçli kâh ta bıka,
Hayat bizi yaka yıka,
Sen yoruldun, ben yoruldum.
Şu ömre bak sondan başa,
Doldur boşalt hepten boşa,
Kimden kime? koşa koşa,
Sen yoruldun, ben yoruldum.
Çevremizde bin bir hile,
Dert, ihanet, kahır, çile,
Hayır değil desek bile,
Sen yoruldun, ben yoruldum.
Ne oldu ki bize böyle?
Kırık dökük kaldık öyle.
Yalan mıyım? Doğru söyle,
Sen yoruldun, ben yoruldum.
Neden, nasıl, niçin, derken,
Zamanından belki erken,
Ömür kurdu bizi yerken,
Sen yoruldun, ben yoruldum.
Mecalimiz tükendi bak,
Saçımıza doluştu ak,
Güldürmeden bizi bu aşk,
Sen yoruldun, ben yoruldum.
Bir hâl oldu eşe dosta,
Acılaştı tatlı pasta,
Kâh Yaralı, kâh-i hasta,
Sen yoruldun, ben yoruldum.
Mustafa YARALI
Mustafa YaralıKayıt Tarihi : 30.4.2011 20:15:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!