Her gün dağları aşarız,
Soyuk su, ayran içeriz,
Yazın yaylaya göçeriz,
Gışın sahile ineriz.
Yastığımız daşdır bizim,
Yemeğimiz aşdır bizim,
Yörük beyi başdır, bizim,
Töreye, başa bağlıyız.
Bu dağları başdan başa,
Atlamışım daşdan daşa,
Bir ömür bir hilal gaşa,
Harcadım da az görüyor.
Ihtırdılar bizim lökü,
Hastalandı, yapdık yakı,
“Köşek, dorum ve beserek”
Deve yavrusuna takı.
Toklu dişi; goçu erkek;
Yavru guzu, olur ürkek.
Aynı gurup hepsi bir tek,
‘Goyun’ bunun genel adı.
‘Çebiç, seyis, erkeç’ deriz,
Eti kebap, büryan yeriz,
Yazmışdan geçi yaparız.
Böyle sürü çoğaldırız.
‘Kilim, yoğurt ve ayranı’,
Biz üretdik ilk ‘büryanı’,
Gozalaktan yoğurt yaptık,
Ağaç dalından kirmanı.
Gençler sürüye gedeller,
Yaşlılar çadır beklerler,
Yanlarında torunları,
Gollarında kirmanları.
Gova yaparız ardıçdan,
Kutnu dikeriz gumaştan,
Yayla yolunda geymezsek,
Ne gazandık biz bu işden.
Neşe, sevinç bizde olur,
Gırık gol yen içi galır,
Azrail gelse nem alır;
Bir lokma, bir hırka bulur.
Döşeğimiz keçe bizim,
Emeğimiz hece bizim,
Yevmeyemiz gaça bizim,
Paraya önem vermeyiz.
Kimi goşar arkamızdan,
Kimi gaçar yanımızdan,
Kimisi öyle rezil ki,
Gurban keser sırtımızdan.
Prof. Dr. Hasan Özçelik
(31.07.2018, Isparta)
Kayıt Tarihi : 31.7.2018 17:12:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Yörüklerin yaşantısını konuşma dilinde anlatan bu şiirde; evcil hayvanların sıfatları, bitkilerden ve hayvanlardan üretilen eşyalar vs., yayla yollarında en güzel elbiselerin giyilmesi, sır tutmanın önemi, sıkıntıları başkalarına anlatmama, devlete ve yerel yöneticiye bağlılık, gençlerle yaşlılar arasında iş bölümü, bir lokma bir hırka mantığı, buna rağmen bazılarının yörüklerin sırtından geçinmek isteyişi gibi bilgilere yer verilmektedir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!