Sesimin kısıldığı bir diyardan sesleniyorum
Sağım solum çaresiz sanki
Ellerim titrek bugün dün yarın
Nefesim kesik sanki
Gözlerimde bir buğu kilitli sokaklara bakarcasına
Karanlık bulutlar dört bir yanımda
Gülmek istiyorum içimdeki çocuk gibi
Yalan bakışlarım sahte gülüşlerim işte
Bakmaya kıyamadığım diğer yanım
Umut ederek uyandığım her sabah
Bilmem neydi elimizde olan olması gereken
Kırgınım beni anlamayana
Suskunum kendimden başka herkese
Yorgunum adım atmaya takatim olmayacak kadar
İstemek yerine yaşamanın nasip olacağı günlere
Bakarken elimde bir çay bir sigara uzaklara
Hasret dediğimiz kelimenin ne olduğunu hissetmek
Kalabalıklarda görülmemek sanırım en kötüsü
Dur diyorum kendime sen bu değilsin
Şimdi sessiz kal sus
Bilirsin bulursun sen yolunu yokluğunu
Azıcıklarına sığdırdığın koca dünyada
Çok olsak ne diyen ben
Susuyorum şimdi kendime bile
Evel Allah diyip ayağa kalkmak gibi düşün
Geçmişte tutturmadın elini kimseye
Dizlerinin üstüne çöktün defalarca
Kalktın koca çınarlar gibi göklere
Varsın bilmesin kimseler ne olur neler olur
Attıklarımla içime büyüdüm ben
Büyüdüğüm yerde ben oldum ki
Şimdi neyin beklemesi diyecek kadar kendime
Şimdi ayağa kalkma zamanı
Tutunacak bir dal aramadan
Gözlerinde bir damla yaş olsa da
Tutuk yüreğini eskisi gibi yaşamak
Yokmuş gibi bir dert tasa gülmek ya hayat
Sen sen olunca güzel hayat
Dediğim zaman kendime başlar içimde herşey
Şimdi herkes kendi işinde gücünde
Olmak istediği yerde olsun
Ben beni bilirim bana göre yaşarım kendimde
Kendimi unuttuğum yerde bulup kendimde kalmak
İstememeyi öğrendiğim yerde bulmak kendimi
Şimdi sustum, dizlerimin üstünde
Sağıma soluma baktım
Ve ayağa kalkma zamanı kendi dizlerime basa basa.
Kayıt Tarihi : 26.12.2022 14:05:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!