Yorgunum Şiiri - Cevahir Erbeden

Cevahir Erbeden
1

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Yorgunum

___BUNCA ÖMRÜMÜ BOŞA GECİRDİM
____OZANIM BUĞÜN ŞAİRİM BUĞÜN

bir elvedanın başlangıcındayız
ha koptu ha kopacak
yüreğimde kördüğümler var sulatnım cözemedim cözülmüyor
ne yardan geciliyor ne candan
benden insanım te ve kandan
bir feryad sundum gönül yangınımdan
ne careki yar analmıyor halimden
senden vazgecmem amma,
gecerim kendimden
gidiyorum
MADALYA YAPTIM SANA OLAN SEVGİMDEN....

şimdi bu satırları icimden gelen sesle yazdım. belkide son satırlarım
..........YORGUNUM...

Cevahir Erbeden
Kayıt Tarihi : 12.10.2009 09:24:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
ÖNCEKİ ŞİİR
SONRAKİ ŞİİR
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Âşık Çağlari Muammer Çalar
    Âşık Çağlari Muammer Çalar

    Harikasınız
    Çok güzeldi yüreğinize sağlık
    Saygılar kaleminize

    Yeni yılınız kutlu olsun, nice nice mutlu yıllara...'

    Karamanlı Âşık Çağlari

    Cevap Yaz
  • Cevahir Erbeden
    Cevahir Erbeden

    sana sarılmak istiyorum
    seni koklamak
    sana uyanmak
    senle uyumak
    sıcaklığımda ısıtmak istiyorum
    gözlerinde doğmak
    aydığınlığım olmanı istiyorum
    SENİ İSTİYORUM

    Cevap Yaz
  • Cevahir Erbeden
    Cevahir Erbeden




    “ Kendimden vazgeçtim / sana “ ben “ kadar yakın olabilmek için “

    Avuç içleri gül kokan bir kız cocuğuna gelin ettiğim mavi düşlerimle son kez eğiliyorum satırlara. Bir türlü anlatamadığım, bir türlü ispatlayamadığım sevdanın ketum dilini yine yükledim dudaklarıma. Hiçbir sıfatla özdeştiremediğim yüreğini anlattım harf harf. Gelincik tarlalarına hediye eylediğim gözyaşlarımla yazdım seni dua dua. Bu kez satırlarımda ölüm olmayacaktı, hüzün de..Bir yanıma Elifi, bir yanıma seni alıp pervazı olmayan düşlerime kanatlandırdım tüm kuşları. Tecritli ellerimi bıraktım umuda / dökülen her kelimeye seni ilmekledim. Gözlerimin görebildiği sığ ufka senin yüreğinin genişliğini bıraktım. Adını bıraktım yalnızlığın kuraklığına. Seni anlattığım her bulut eteğini çekti nemli gözlerimden. Yüreğini özetlediğim her karanlık vazgeçti bendeki saltanatından. Biliyorum bendeki hiçbir kelime senin bende ifade ettiğin büyüklüğü anlatacak kadar nüfus edinemeyecek dudaklarıma. Çünkü sen bende hayat kadar büyüksün / umut kadar mutluluk yüklüsün…

    Kendimden vazgeçeli yıllar oldu. Sana anlattığım hüzün buzdağlarını eriteli de çok seneler oldu.. Seni hiçbir zaman “ ötekiler “ kısmına koymadım. Seni bende hiçbir zaman “ sen “ kadar yabancı görmedim. Sana hiçbir zaman “ sen “ demedim. Sen bendin, ben de sen..Seni bu kadar ben yapmışken sitem etme bana “ ölümü “ bu kadar anıyorsun diye. Farkında değil misin be can, ölüme karşı tek sığınağım sensin. Tek duamsın dilsizliğin hükümran olduğu alfabede. Tek anlamımsın bensizliğin beş para etmediği yalnızlık mabedinde. Bilmez misin be can, bende benin kalmadığını.. Yıllar önce kendimi tüm kütüklerden zayi düşürüp bensiz yaşadığımı bilmez misin ey yar. Sonra sen geldin bensizliğin tecritli sofralarına. Bensizliğin kuraklığına umut öznelerini serdin. Elif bereketini bıraktın öznesizliğin kuraklığına. Hiçliğimin duraklarına bir anlam katan , hüviyetsizliğimi yüreğinle vücut bulan sensin. Bu kadar bütünlenmişken sana, ölümü nasıl öpebilirim ki dudaklarımla. Ve şimdi ben kendimden vazgeçtim sadece sana “ ben kadar yakın olabilmek için. Ve şimdi sen oldum bende sadece kendime “ sen “ kadar yabancı durabilmek için..Anla olur bende “ ben “ diye biri yok. Ben sadece “ sen’im “. Senden önceki tüm sicillerimi sildim ben sadece sana aitim..

    Yürek sancımın tek refakatçisi, sözcüklerimin yegane bekçisi..

    Aldırma satırlarıma bulaşmış hüzün rutubetine. Önemseme kendimle olan savaşın galibine. Sakın ve sakın seni severken başka birisine meyl ettiğimi düşünme. Tek bir cümlem var öznesi sen kokan, yüklemi el kokan. Sen varken gizlice hangi yasak düş’ü peydahladım düşlerime. Senden başka hangi yüzde kuruladım gözlerimin rutubetini. Hüzün çalan mürekkebimi senden başka hangi dudağa özne bilmişim. Yok yok..Senden başka bir yâr bilmedim ben. Biliyorum bu sevdadan her zaman vazgeçmek isteyen taraf ben zannedildim. Gitmek için bahaneler üreten hep benim dilimdi. Ama gitmedim..Ama vazgeçmedim. Çünki ben seni dudaklarıma “ unutmak “ için mühürlemedim. Ben seni bir gün gittiğinde cevap hakkımı kullandığım cümlelerde harcamak için Elif’ime ellerini vermeni istemedim. Ben sende “ kendimi “ sen kadar yakın bulduğum sevdim seni. Bereket diye aşıma, azığıma kattım seni, yalnızlığımı avutasın diye değil…Ben seni dua bildim semaya uzanan yakarışlarımda, ölümü dudaklarında hediye eyleyesin diye değil…Yürek sancımın tek refakatçisi, durma öyle ölüm gibi suskun suskun. Omuzlarındaki tüm umut türkülerini yığ kapıma. Gözbebeklerine istiflediğin hüzün yüklerini bırak avuçlarıma. Hadi uzat ellerini, yüreğimde nüfus edinen ölüme karşı saf tutalım gülüşlerimizle. Hadi daya yüreğini yüreğime, hayat yolunda bir an tökezleyen yarınlarımızı “ umut”landıralım nefesimizle.

    Hadi üzerimdeki tüm sıfatları çıkardım..
    Sadece seni giyindim.
    Suretimi de bıraktım geçmişime / aslım sadece sana ait…
    Gayri senin yürek rahmine düşmekte nüfusum..
    Soyundum benliğimden..
    Unutuldum bendeki bensizliğimden..
    Düşürüyorum kendimden..
    Tut beni yüreğimden,
    Tut ne olur kendime ait kirpiklerimden..

    Yolumuz uzun lakin susuzluğum aşikar..
    Suskunluğuma aldanma birazdan unutulmuşluğum azar..
    En iyisi ölüm beni yakalamadan,
    Varlığına kat beni..
    Çünki hiçliğim ancak sende anlam kazanır..


    Cevap Yaz
  • Cevahir Erbeden
    Cevahir Erbeden

    aşık değildim sana.. aşk değildi benimki

    aşk acı, aşk bencillik! oysa ben senin için de sevdim seni...

    sevdim sadece.. sen gülerken, bana doğru yürürken, ellerin ellerimdeyken, ellerin uzaktayken, sen başka bir evde, ben başka bir evdeyken, aklıma bile gelmiyordu yokluğun..

    yokluk diye birşeyin yeri yoktu bende.. aşk değildi bu adını koyduğum..

    hep vardın, kokumda nefes alıyordun.. benimle konuşuyordun, bana dokunuyordun, içimden akan kelimeleri duyuyordun.. susuyordun, uyuyordun,

    uyurken çok güzel görünüyordun...

    öptüğün zaman ılık birşeyler iniyordu gövdeme.. sen sarılıyordun ama ben sıcaklığını hapsediyordum.. üşümezdim hiç.. yorulmazdım.. sen hiçbir çiçeğimi soldurmuyordun...



    oysa aşık olunca insan, aklı duruyor.. zaman duruyor.. özlüyorsun, özlüyorsun, özlüyorsun.... özlemekle bitmiyor... bir şarkı duyuyorsun.. duruyorsun olduğun yerde.. birden o oluyorsun..

    o da duyuyormuş gibi..



    Sezen bi şarkı söylüyor, sen şaşırıyorsun!

    içinden 'benim hislerimi nerden bilir? o da mı seni sevdi, o da mı seni bildi' diyorsun..

    'iste yeminler ederim aşka, belki bir daha hiç tutulmazlar, inanmasan bile gel, inandığım ne var ne yoksa, hiç vermediğim kadar ' diyor

    gittikçe yükselen bir sesle çağırıyor...

    hayır o değil çağıran benim, duyuyor musun?

    'gör beni, bulup karanlıklarda sar biraz

    ki doğmasın sabahlar, al sevgim hiç vermediğim kadar

    unuttur yalnız yaşadığım her geceyi öyle gel, gel' diyor.

    şarkı bitecek nerdeyse..

    bekliyorum, gelmiyorsun..



    ama alışıyorsun sonra ne bileyim belki anlıyorsun.. ya da anladım sanıyorsun.. kendi içinden cümleler kurup, bunları sanki o söylemiş gibi inanıyorsun.. hep içinden konuşuyorsun onunla..

    cevapsız sorulara cevap buluyorsun.. aramıyorsun.. arayamıyorsun ki.. ne denir bilmiyorsun..

    çoktan ikiye bölünmüşsün; yürüyüp gitmeliyim diyor bir yanın, bir yanınla hala özlüyorsun...

    özlemek ayaklarından çiviliyor seni, gidemiyorsun.. e ne olacak şimdi, o da gelmiyor.. sen de gidemiyorsun...

    gelmesin işte, tek giden o mu diyorsun kızıp; seni kendinden mahrum bırakışına, senden mahrum kalışına küfrediyorsun... ama özlüyorsun, dedim ya özle özle, özlemekle bitmiyor..

    bir an geliyor kıpırdayamıyorsun.. kıyamıyorsun unutmaya.. o kötü biri değil ki, onu sevdin sen..

    senden gidince mi kötü olsun... gözlerindeki çocuğu anımsıyorsun.. güldüğünüz anlar geliyor aklına gülemiyorsun.. ağlayasın geliyor bazen, koca bir iç çekip başka birşeylerle ilgileniyorsun...

    biri geçiyor yanından onun gibi kokan.. nefes alamıyorsun.. bir yemek yiyeyim diyorsun, makarna yapmışlar, sosu da sos mu bizimkilerin yanında.. üstelik kızarmış ekmek de var..

    yiyemiyorsun.. şarap kadehlerinin kırmızı gölgesindeki yüzünü anımsıyorsun, içemiyorsun o lanet şarabı.. sen sarhoş olmuşsun zaten, gerek duymuyorsun.. bir dokunsalar bin ağlıyorsun..

    yazıp yazıp siliyorsun, telefonu eline alıp bırakıyorsun, yolunu değiştiriyorsun bazı bazı..

    ama aslında kendinden kaçıyorsun..

    artık 'mutlu ol, iyi bak kendine diyor' şarkılar..

    ve sen bana el sallıyorsun..



    işte sevgilim aşkın bende ki karşılığı hep yokluk

    ben sana aşık değildim...

    nasıl aşık olacaktım ki ben sana

    sen var oluşumdun benim..

    hani rüyalar vardır, onların gerçek oluşuydun..

    ben senin her halini ayrı ayrı sevdim..

    seninle olan beni sevdim..

    o kadar mutluluk fazlaydı bana zaten..

    allah'tan mutluluktan korkmayı yeni öğrenmemiştim..



    ben;

    seviyorum..

    ..........................

    seni seviyorum..

    ben seni pek çok.....

    diyip dururdum..

    kahretsin.....



    oysa sen şimdi sevilmekten caydın

    bana aşkı saldın

    gidiyorsun...



    peki

    öyle olsun..

    Cevap Yaz
  • Büşra Deniz
    Büşra Deniz

    kendi kendine sayfasına yorum yapan sizi gördüm i

    Cevap Yaz

TÜM YORUMLAR (41)

Cevahir Erbeden