Ülkenin üstüne kasavet çökmüş,
Ortaya dikilmiş direği yorgun.
Ezilen, horlanan boynunu bükmüş,
Yakınlar çaresiz, ırağı yorgun.
Ölü toprağı var, durgun insanlar,
Ortamlar neşesiz, kırgın insanlar;
Ulaşım sorunlu, yorgun insanlar,
Dolmuşu, metrosu, durağı yorgun.
Denizler çekilmiş gemi yorulmuş,
Suyu bitmiş çayın, demi yorulmuş.
Tabiat kurumuş, nemi yorulmuş,
Yağmur, dolu, kar ve kırağı yorgun.
Tüccarı aç gözlü, soyuyor açı,
Zabıta göz yummuş, görmüyor suçu.
Berberi uyuşuk kesemez saçı,
Aynası, makası, tarağı yorgun.
Bekçisi korkudan bağa giremez.
Bağcısı çekinir üzüm seremez,
Çiftçisi umutsuz ekin deremez,
Bıçkısı, tırpanı, orağı yorgun.
Yap-sat işi rantta en kârlı yoldu,
İş bilen kazandı, cepleri doldu.
İnşaat, yapanın mezarı oldu,
Kazması, malası, küreği yorgun.
İstihdam yöntemi kızaklaşıyor,
Kural, çalışana tuzaklaşıyor.
Üreten işinden uzaklaşıyor,
Ustası, kalfası, çırağı yorgun.
Sistemde ulaşmak zordur gizlere,
Bukağı vurulmuş sanki dizlere.
Hangi sözcük uyar çaresizlere,
Amacı, gayesi, ereği yorgun
Yiğitler ortada ite dalanır,
Alçaklar gizliden çalı dolanır.
Nevzat’ın durumdan içi bulanır,
Midesi, ciğeri, yüreği yorgun.
Kayıt Tarihi : 26.2.2015 11:23:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Sayın Doğa Fendi, teşekkür eder, esenlikler dilerim.
TÜM YORUMLAR (1)