Bir çok kadın tanıdım.
Yüzleri, elleri, ayakları vardı.
Ama yorgundular.
Bitmek bilmeyen telaşın içinde,
Işığa uçan kelebek gibi, çaresiz yanıyorlardı.
Bir çok kadın tanıdım.
Her şey yerli yerinde; havuz başında servi
Bir dolap gıcırdıyor uzaklarda durmadan
Eşya fışkırmış gibi tılsımlı bir uykudan,
Sarmaşıklar ve böcek sesleri sarmış evi.
Her şey yerli yerinde; masa, sürahi, bardak,
Devamını Oku
Bir dolap gıcırdıyor uzaklarda durmadan
Eşya fışkırmış gibi tılsımlı bir uykudan,
Sarmaşıklar ve böcek sesleri sarmış evi.
Her şey yerli yerinde; masa, sürahi, bardak,
mümtaz sahiden avelsin. bu insanın bu şiirde neden bahsettiğini hiç anlamamışsın sen. yorgunluk kahve istermiş.. allahım yaaa. niye geri döndüm bu antolojiye. delirtçek bunlar beni..
yorgunluk...kahve ister
Ama yorgundular.
Yapayalnızdılar şu koskoca evrende.
Bir nehir gibi kendi halinde, durmadan akıyorlardı
evet onlar yapayalnızdılar koskoca evrende..belki de yalnızca bu sebepten şiir olmak istemediler yalnızlıklarını resmeden bir şairin bir nehir gibi kendi halinde akan dizelerinde..
onlar
kadınlarımız
bazan
bir demet duygu
bir demet çiçek
vazo oldular
kesme
kristal
seramik
yani şekil aldılar
erkeklerine göre
uygun görülen yerde durdular
uygun görülen işlevi yaptılar
hep
tacı oldular başımızın
ama
hiç görmedik başımızda
koynumuzda
işimizde
aşımızda
arkamızda
gördüğümüz kadar...
ihsan arı
Bu şiir ile ilgili 4 tane yorum bulunmakta