/Güneşi uyandırmamak için
Ayakuçlarıma basarak yürüdüm gecede, sessizce/
Yıllanmış düşlerin karşısında delice kırpışıyorken gözlerim
Yıldızlar kaldırım taşlarına tutuyordu ışığını
İçimde akıp giden bir nehir gibi sen öylesine lacivert
Aklımda adının bütün harfleri silik bir dansa kalkıyordu
En eski yalnızlığımdır aşk benim
Gitgide büyüyen karanlıklarla
Ne zaman sevdiysem kavruldu tenim
Bir ateşin açtığı yanıklarla
Sabahı olmazdı çok gecelerin
Devamını Oku
Gitgide büyüyen karanlıklarla
Ne zaman sevdiysem kavruldu tenim
Bir ateşin açtığı yanıklarla
Sabahı olmazdı çok gecelerin
Hic günes yüzü görmemis,gün yüzüne cikmamis,o sihirli sözcüklerle bastan sona özenerek,kendinize has o güzel uslubunuzla yazilmis, zevkle okunacak bir siir cikmis ortaya.Sizi en samimi duygularimla kutluyorum.Selam ve saygilarimla.
' Sen doldun ciğerlerime... Ve bilsem ki aşk geçmiş bu yollardan...Bulabilsem seni onca kalabalık arasından... Sabaha kalmasam... Sustum...Bir tutam ay ışığı bana kaldı... Binlerce yokluğun düştü yine avuçlarıma... Binlerce sen ve yorgun düşlerim...'
Şiirden bu parçaları niçin sıraladım. Esas söylemek istediğimi söylemek için. Tamam, şiir oldukça anlaşılır zaten. Hasretin, özlemin; kısacası ayrılık acısının şahane bir öyküsü. Benim söylemek istediğim ise, mertliğiniz, dobra dobralığınız. Bakın o seçtiğim kısa cümlelere, o netliği hemen görürsünüz. Yakışıyor bu tür söylemler size. Evirip çevirmeden, ıvırıp kıvırmadan yani. Şiirde öyle zaten. Hiç zikzaksız, çok güzel, şık bir şiir okudum. Kutlarım sizi, hoşça kalın.
zaman kırılgan bir yapıya sahip olsaydı, her aşk bittiğinde binlerce parçasını birleştirebilmek için saatlerin boşa döndüğü karanlığa bakıyor olurduk şimdi.. bir ayna aksanından söylenip de, ağır ağır sırları dökülen şarkıların yitimine tanık olurduk.. belki bir nakarat kalırdı bize aşktan, sözleri unutulmuş bir kaç nota belki de.........kutlarım canan hanım.. çok güzel bir şiirdi.. sonsuz saygılar sunuyorum..
Şiir çok etkili bir giriş yapıyor...Ve güneş de bu girişe saygı ile şairi düşleriyle baş başa ve yalnız bırakıyor, uyandırmıyor...Bizlere de bu yürek yoran ama şiir gibi düşleri fotoğraf karelerinde okumak/izlemek düşüyor...
Sayın Canan Akpınar şiire çok yakışan anlatımı ve kalemi ile (yalnız bir) gecenin şiirini yazmış. İçtenlikle kutluyorum...
Yokluğa düşürülmüş bir hasretin öyküsü şiir, içinden ağlayan bir gecenin kayıp türküsü yarım kalmış bir bestenin notaları kalırken dudaklarda düşlerini arayan ve dinledikçe acıyı kanatan bir şarkı gibi..Düşlerini ve sevdasını arayan..
Haydar Ergülen bir şiirinin son dizelerinde diyor ya
Beni aşka terkettiğin için seviyorum seni..
İçinden gece içindn sevda içinden hasret geçen şiir yine canan'ca kutluyorum...
Erişilmemiş her istek, düşlerde yaşar. Hem de gerçeği kadar yorarak... Her düşte aslında insanın gerçeğinin yarını ya da yaşamının tamamıdır. Net, akıcı şiir için sevgili şairi kutluyorum. Sevgiyle
Güneş uyanmasındı.Büyü bozulabilirdi.Yıldızların loş ışıklarında sevdayı ararken içimizdeki sancı bizleri nasıl da inletir.Düşlerimizin bittiği yerde,bizlere bir avuç ay ışığı kalacaktır,eğer yeterse.Kutladım.Saygılar Canan Hanım.
Bütün güzellikleri yaşarız- bütün güzellikleri aşarız- gün gelir elimizde sadece düş kalır- düş düşer gecelerimize- fazla söze gerek yok-kutluyorum sonsuz..saygılar..
TEŞEKKÜRLER EFENDİM
GÜZEL BİR PAYLAŞIM..
/Karanlığın bir ucunda sen üflerken sigarını,
Diğer ucunda ben içime çektim dumanını
Tebrik ve takdirlerimle
Şiirler yorgun, düşler nasıl olmasın...
İçimizin gizlerini dışa vurur şiirler... Bazen yazan bile şaşar, 'neyi düşünmüştüm, şiir nereye doğru sürüklendi, kendiyle birlikte düşlerimle nasıl sürükledi beni de', der...
Oysa girişte bellidir niyet... 'Güneşi uyandırmamak için/Ayakuçlarıma basarak yürüdüm gecede, sessizce', derken... Basılan, 'içten söyleşilerdir' gün ışığından çekinen ve lacivert renklerce absorbe edileceği varsayılan...
Dumanaltı bir gecede kaygılar içilmiş karşılıklı... Ortak bir bestenin armonisine dönüşmüş, 'çıkarabilsen, dökebilsen, bulabilsem, kalmasam' sözcüklerinin üstüne yığılan 'şartlı takıntılara' kalmış icra edilmesi...
Belli ki, 'geçici bir rahatlamadır' sağlanan... Düşlerin bir de sabahı vardır... '-se, -sa' şartlı takıları, sadece kişinin kendi yükümlülüğüne şartlanmazlar, en az iki, giderek daha fazla kişinin kombinezonlarına bağımlı olduğu gerçeği ile, işte o güneşin altında ve günler geçtikçe karşı karşıya kalırlar...
'Mühür vurulan dudaklar', ay ışığında bile hissetmiş olmalı zihinsel karmaşayı ki, bölünüp parçalanmalar ve yorgun düşen bir düşten uyanma ondan olmalı...
Şiir; 'gerçekle, zahiri kurguların arasında bocalayan' bir portreyi çiziyor bence... Şartların ortada gezinmesi, şüphelerin varlığına delildir... Güneş ışığını görmeyen üzüm olgunlaşmaz, çürür ve dökülür...
İşte her türden ilişkinin, özelde sevdaların açmazıdır güvensizlik, şüpheler ve endişeler... Geceleri bölen de onlardır, düşleri yoran da...
Tarzıyla, diliyle, içtenliği ve sıcaklığı ile Canan Akpınar şiiriydi.. İmgeleri güçlü ve düşündürücüydü...
Gönülden tebriklerimi sunuyorum değerli şaireye...
Bu şiir ile ilgili 91 tane yorum bulunmakta