Giyinmez ellerinde
Yorgun bıraktığın düş
Granitlerden geçer ta kıyamete kadar
İyileşmez derinlerde bıraktığın bu yara
Geçer dokularından mevsimlerin
Çağların
Gül yüzünde göğerir gök mavisi
Akşamlar
Kapına düşer
Bitkin
Kahrettiğin sevdalı
Bir kopuş yaşanacak saçlarından
Asılmış
Bir sonbahar olacak doğuşunun mevsimi
Dişinle tırnağınla kazacaksın mermere
Gözlerinin rengini
Denizin harflerini
Unutulsun atılsın kanattığın kalp olsun
Kırılsın kanatları karanfilli şarkının
Sesin su gibi aksın içerimi ısıtsın
Ellerin usul usul bir türküye dokunsun
Taksın o zalim cellat
Boynuma ateş halka
Düşsün bedenim yere kavrularak kavuşsun
Soğumaz yıllar geçse kana kattığın ateş
Yırtılsın bakışının unuttuğu perdeler
Ki zindanı ayırır kölesinden efendi
Çınarın kanı deli
Ayrılığın sızısı
Ki sanırdım sen gittin uçsuz bucaksız
Yalnız
Meğer sen götürmüşsün yeri göğü yanında
Ah bir bilsen ne yaman
Gök olmadan yaşamak
Ve bir bilsen
Ne demek ay'sız güneş'siz
Kalmak
Değilsin kahrolası şimdi geçer acısı
Bir paslı bıçak gibi ette duran bakışsın
Ve sıcacık bir kurşun
Ve kanayan bir ömür
Ve sihirli bir tohum biçildikçe döllenen
Ve oturan yüreğe çimlenen hücrelerde
Ah patlayan tomurcuk
Kök salan derinlerde
Acır, kanar ve yanar
O vefasız hüznünle
Giyinmez ellerinde
Yorgun bıraktığın düş
Granitlerden geçer ta kıyamete kadar
İyileşmez derinlerde bıraktığın bu yara
Geçer dokularından mevsimlerin
Çağların
Kayıt Tarihi : 18.5.2015 14:54:00
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!