Gözlerin büyülü rüyanın anaforunda
Peri masalı zamanın tiktakları
Ölmek arzusu içimde karıncalanır
Seher yelinin engin nağmesiyle
Yolculuk çeker beni ağır aksak
Savaş alanlarına
Bir vahşetten arta kalanlar
Dokunur ense kökünü soğuk soğuk
Yüreğim yağmalanmış bu diyara
Kin ve öfkeyle gelir kurulur
Çocuklar sabah sütünü kan renginde içerler
Okul yolu mayınla döşenmiştir
Kalemler mitralyöz dehşetinde
Kurşunlar bir bir düşer ak sayfalara
Eller zamanın nabzında kurtuluşun bestesini çalar
Analar ak öfke kesilir
Cepheden gelen erlerin soğuk mektuplarında
Sevdalar hafif hafif canlanır
Doğan güneşin koyununda
Genç kızlar su taşır ölü erlerine
Toprak yerine kırık kalplere gömülür şehitler
Kanlı elbiseler oyalı mendille saklanır
Yastık altlarında
Çocuklar bayram yeri diye
Savaş meydanlarında gezdirilir
Hayaller kurulu sofra başlarında
Yaşanmamış aşkın hatırasına
Çınlar kulaklarda ezanla müjde
Kollar sıvanır huzura ve cihada
Bir çift güvercin semada
Kanat çırpar vakte soyunmak için
Alınlarsa bıçak yarasıdır
Yorgun çağa.
Ramazan YILDIZ 30.04.1988 /İzmir
Bir aşk kadar zehirli,bir orospu kadar güzel.
Zina yatakları kadar akıcı,terkedilişler kadar hüzünlü.
Sabah serinlikleri; yeni bir aşkın haberlerini getiren
eski yunan ilahelerinin bağbozumu rengi solukları kadar ürpertici.
Öğlen güneşleri; üzüm salkımları kadar sıcak.
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta