Bir kadının gölgesine yaslanıp yeşil bir dünya düşlemek gözlerinin iç sesinde
Varsıllığına inanıp, aşk dilenmek gibidir bir kadını sevmek, belki bir resimde
Esrik bir duygudur aşka dokunamamak, tersine akar nehirler, biz bilmesek de
Avuçlayarak anı nakaratlarını aşikâr gövdesinde, sokulmak bir şarkının yelesine
Tutkulu bir sevişmedir yaşama soyunmak, kendi repliğimizin hazin sahnesinde
Çırpınışlarla kendi sesimizi biriktirdiğimiz bir avluda kalabalık düşleri ağırlarız her sabah, o içimizdeki korkak sebeplerin kıymıklarını hırsla sivriltirken. Can kırığıyla parsellenmiş yollar geçer bir film karesinden, ’ölüm’ deriz sebebi malum düşüncelerimize ve bir ömür içinden dünler, yarınlar gelip geçer, ‘ne yaşamışsak karımız’ der, ne yaşayacaksak ’eyvah’ların satır aralarına gizleniriz.
arkalarında doldurulması mümkün olmayan boşluklar bırakılmasaydı eğer.
utanılacak bir şey değildir ağlamak,
yürekten süzülüp geliyorsa gözyaşı eğer…
belirsizliğe yelken açardı iri ela gözler zamanla,
öylesine derince bakmasalardı eğer…